Sevgili okurlarım, yaşı kadar sorunu olan ülkemizde, ağzı olan konuşuyor. Laf çok icraat yok. Biz köşe yazarları ise, sustukça susuyoruz.
Neler var söylenecek neler... Ama terbiyemiz müsait olmadığı için söylemiyoruz veya söyleyemiyoruz nedense. Bir el, sanki sıkıyor boğazımızı. Yüreğimizden taşan isyan dolu kelimeler, dilimizin ucuna kadar geliyor da, dökülemiyor dışarı.
Neler var anlatacak neler…
Ama anlatamıyoruz nedense. Anlatmaya başladığımız anda kelimeler isyan edecek. O zaman seyredin siz gümbürtüyü. Kimler kendini haklı göstermeye çalışacak. Kimler suçluluğun telaşıyla daha başka ne suçlar işleyecek kim bilir.
Peki, neden geçinemiyoruz?
Neden, birbirimizin aleyhindeyiz?
Neden, yalan vaatlerle vatandaşı kandırıyoruz?
Neden birbirimizi sevmiyoruz? Neyi paylaşamıyoruz?
Neden, gerçekleri görerek, takdir ve teşekkür etmesini bilmiyoruz?
Neler var görecek neler… Ama göremiyoruz bir türlü. Sapla samanı birbirine karıştırıyoruz. Bize ters düşecek, menfaatlerimizi incitecek gerçeklere, sıkıca kapamışız gözlerimizi.
Neler var dokunacak neler… Ama dokunamıyoruz nedense. Ulaşılamayacak sandığımız kişilerin cüceliği, engel oluyor temasımıza. Onları gördükçe de midemiz bulanıyor.
Öte yandan normal yollarla ulaşılamayan şeyleri, yasa dışı yollarla elde dip, hoyratça kullananları görüyoruz ve haksızlığa isyan ediyoruz.
Neler var söylenecek neler… Ama söyleyemiyoruz nedense. Ya suç oluyor söylenen, ya da bütün şimşekleri üstüne çekiyor söyleyen.
Memleket menfaatlerine zarar gelmesinden korkuyoruz ve onun için susuyoruz. Yoksa kimseden korktuğumuzdan değil.
Doğruya, güzele, iyiye, sevgiye susuyoruz.
Sonuçta; “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye sustukça susuyoruz.
Oysa görecek, anlatacak ve ilgililere söylenecek çok şey var.
Sevgili okurlar, vatandaşa din öğretme hakkı devletin görevidir. İbadet ise, Allah rızası için yapılır. Gösteriş, siyaset ve oy avcılığı için yapılırsa, en büyük zararı dinle birlikte devlet ve millet görür.
Yüzü çağdaşlığa dönük, küçük çocukların sırtından din sömürüsü ve oy avcılığı yapan rejim düşmanları ve onların atadıkları üst düzey bürokratların kaç tanesinin oğlu veya kızı İmam hatip Okullarında okuyor?
Hangisinin üniversite kazanan çocuğu İlahiyat Fakültesi öğrencisi?
Müslüman halkı kandıracaksın, kendi çocuklarını kolejlerde, özel okullarda ve yabancı ülkelerde okutacaksın!
Bu adalet mi?
Güzel yurdumun güzel insanları, ülkemizin bütün sorunlarını, vatandaşın menfaatlerine olan her şeyi, susmadan yazmamızı istiyor biz yazarlardan. Neden susuyoruz?
Yazımı Arif Nihat Asya’nın bir beyti ile noktalamak istiyorum;
“İçsen bu sudan dostum bir daha susamazsın
Bir hal gelir başına, ağlayamazsın, susamazsın.”
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.