Birazda Yunus’un dilinden konuşalım.
Belki bir duyan olur, okuyup bir deneyelim diyen olur.
İnsanımız örfünden ve inancından gelen özelliklerini kaybetti. Geri dönülebilir bir noktada mıyız bilemem ama bildiğim tek bir şey var o da kokuşmaya başladığımızdır.
Bu kokuşma bir çürüme, bir yozlaşmanın sonucu olsa gerek.
Karşımızdaki insana bakarken her nedense hoş görü gözlüğünü çıkartarak bakıyoruz artık. Kendimize tanıdığımız hata yapma şansını karşımızdakine tanımıyoruz. Empati yapmıyoruz. Karşımızdakiler için mükemmeliyet sınırı koyuyoruz.
O kişinin Cenab-ı Hakk’ın bir eseri olduğunu unutup cefa etmek için kollarımızı hemen sıvıyoruz.
Yunus insanlardaki ilahi imzayı görmüş ve şu dörtlükte bunu ne de güzel ifade etmiştir.
Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü,
Yaratılanı hoş gör,
Yaratandan ötürü.
Evet, Yunus yaratılanı Yüce Yaratan’dan dolayı sevmenin sırrına ermiştir. Bizlerde aynı noktaya gelebilir miyiz acaba?
Hoşgörüsüzlüğün getirdiği bir hastalıkta kindir.
Karşımızdaki insanlara hata yaptıkları zaman kin tutmamalıyız. Kin insanı eriten bir hastalıktır. Toplumda düşmanlık tohumlarının atılmasına ve gelişmesine sebep olur.
Adımız miskindir bizim,
Düşmanımız kindir bizim,
Biz kimseye kin tutmayız,
Kamu âlem birdir bize.
Yunus Emre bu dörtlükte de birliğin olabilmesi için kin hastalığından kurtulmak gerektiğini belirtmiştir.
Toplum olarak bizlerin değer yargıları değişti. İnsana değer vermemeye başladık. Garip bir gaddarlık, acımasızlık içindeyiz. Yeter ki karşıdaki bir hata yapsın, bir eksikliği olsun, hemen etiketi yapıştırıyoruz. Dinlemiyoruz, araştırmıyoruz.
Hoşgörüsünü yitiren toplumlarda barışta yara anlamakta, toplumsal dayanışma yok olmaktadır. Bu hastalıklı ortamda kin oluşmakta ve bireyler birbirlerine düşman olmaktadır.
Namaz kılan kılmayana, oruç tutan tutmayana, kurban kesen kesmeyene, hacca giden gitmeyene yargılayıcı gözle bakıyor.
Neden diyor?
Kin duyuyor.
Kendi Allah için yapıyor ama Allah’ın yargılaması gereken işe kendi giriyor, kendini bu konuda vazifeli görüyor.
İşte toplum bu halde maalesef.
Herkes eline bir kalem bir defter almış bir başkasının muhasebesini tutuyor, hatalarını yazıyor.
Kendi defterinde ise bir çizgi dahi yok.
Bilmem anlatabildim mi?
Selam ve dua ile.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.