Sayın Beştaş, size önce hukukçu kimliğinize, ardından T. C. vatandaşı kadın en sonda da HDP milletvekili ve yöneticisi olarak sesleneceğim.
Ama daha önce, “Nerden çıktı bu 81 yaşında adam, neden durup dururken bir Açık Mektup?” gibi sorularınıza bir cevap vereyim.
Meslek hayatımın ilk 6 yılı Güneydoğu Anadolu’ya yönelik geçti. Mersin’deki Leyland kamyon fabrikasında önce mühendis daha sonra müdür olarak çalıştım, 1966 – 1972. Ürettiğimiz kamyonların yüzde doksanı Antep – Van coğrafyasında satılırdı. Sık sık Satış Sonrası ziyaretler yapar şikayet ve dilekleri dinlerdim. Hatta Urfa’da Cesur Otobüslerinden Vecihi ile kamyon şasisinden, Konya’da motoru arkaya alarak Bursa’da otobüs yaptırmıştık. Kamyon 120, otobüs ise 400 – 450 bin lira idi. Biz otobüsümüzü 200 bin liraya mal etmiştik.
Uzun lafın kısası, Güneydoğu’yu karış karış bilirim. İnsanını yakinen tanıdım, sevdim-saydım.
İlgim hiç azalmadı. 1996 yılında çıkarmaya başladığım (adıma kayıtlı) Demokrat TÜRKİYE Dergisinin (2001’de Kemalist sözcüğü eklendi) ilk sayısı Lozan’dan sonra Musul’u nasıl kaybettiğimiz konusu ikinci sayısı ise 1924 Beytüşşebap İsyanı ve Azadi örgütü hakkında idi.
Bu Giriş bölümünü İsmet Paşa’nın 1 Kasım1945 TBMM bir sözü ile sonlandırıyorum: “Türk topraklarından kimseye borcumuz yoktur.” Muhatap, Kars-Ardahan’ı isteyen Stalin idi !
2015 Haziran seçiminden sonra size kapalı bir mektup göndermiş ve HDP’ye, elli küsur yıl önce 6 İngiliz ile yaptığım (başkanı olduğum) bir Cambridge Expedition’ı (tetkik gezisi) nedeniyle oluşan arkadaşlarımdan özelikle Lord Temple-Morris ve AB’nin 1978 – 1983 yıllarında Türkiye Temsilcisi (büyükelçi pozisyonunda) AB emekli bürokratı Robert Cox’dan yararlanarak ‘Sinn Fein – IRA’ modeli hakkında bilgi-belge vd. sağlamayı önermiştim.
Kısaca size “PKK ile aranıza mesafe koyun, Türkiye’nin yasalara saygılı (siz avukat olarak zaten öylesiniz ???) Sinn Fein’i olun,” demiştim.
Maalesef olaylar tam aksi yönde gelişti. Ben, “Sinn Fein olun” demiştim siz Leyla Güven ve Türk katili olmakla övünen Pastırmacıyan’ın TBMM tarafından saygıyla anılmasını TBMM kürsüsünde talep eden Garo Paylan gibi Türk ve T. C. düşmanlarını aranıza alarak, dost acı söyler örneği ile ben söyleyeyim, Türk – Kürt düşmanlığını teşvik diyorsunuz.
Şimdi başa dönelim: Siz hukuka – kanunlara saygılı bir avukatsınız. Hayal peşinde koşmaz, gerçeği ararsınız. O zaman Garo Paylan’ı derhal partinizden kovmalısınız.
Siz T. C. vatandaşı bir kadınsınız. Terörün neden olduğu can kaybına karşı haykırmalı ve PKK terörünü lanetlemelisiniz.
Siz çoğunluğu T. C. vatandaşı olan Kürtlerin partisinin yöneticisisiniz. Seçmenlerinizin refah seviyesini iyileştirmek ve seçim bölgenizin kalkınmasını hedef almak yerine bambaşka faaliyetler içindeymişsiniz izlenimi veriyorsunuz.
SONSÖZ: Bu ay yayımlanan Dergimde (Kemalist-demokrat TÜRKİYE Dergisi) 1914 – 1921 yılları arasında yaşanan Türk – Ermeni İlişkilerinin başlangıcında Savaş’ta Türk’ün düşmanı Rus ordularına “her şekilde yardım etmek” kararı alarak İsyanları (İHANET) başlatan Taşnakların (liderleri milletvekiliniz Garo Paylan’ın “saygıyla anılmasını istediği Armen Garo lakaplı Pastırmacıyan), 7 yıl sonra Ermenistan’ı bağımsız bir devlet olarak ortadan kaldırmak üzere işgal eden Bolşevik Ruslara karşı TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’dan asker ve silah talep ettiklerini (İNTİHAR) anlattım. Türk düşmanı PKK, Taşnakların ikiz kardeşi gibi.
T. C.’nin saygın bir partisi olun, Türk düşmanlarına yardım etmeyin.