İki örnek üzerinden

İkinci kez alınacak olan Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) tahsilat yüzde 20.8’de kalmış. Yani vatandaşların yüzde 70.2’si bu vergileri henüz ödememiş ya da ödeyememiş.
Yine Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tespitlerine göre Tüketici Güven Endeksi Temmuz ayına göre 15 puan düşerek 68’e gerilemiş.
Alın size ülkemizin gerçeklerini, vatandaşların durumunu gösteren iki örnek..
Gelin şimdi bu iki örneği biraz daha açalım, genişletelim bakalım önümüze neler çıkacak.
2023 yılı bütçesinde Motorlu Taşıtlar Vergisi geliri 38.6 milyar lira olarak belirlenmiş. İki eşit taksitte alınacağı içinde ilk taksitte 19.3 milyar liralık bir gelir beklenmiş. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamış ve Ocak ayında toplanan MTV 13.1 milyar lirada kalmış. Temmuz’da ise tahsilat daha da gerileyerek 12.5 milyara düşmüş. Yani toplamda 25.6 milyar liralık bir gelir elde edilmiş. Gerçekleşme oranı yüzde 64.8 olmuş.
Vatandaşların yüzde 35.2’si bu vergisini ödeyememişken bu kez, devlet aynı vergiden bir daha istemiş. Bu kez rakam, deprem bölgesinin muaf tutulması ve tescil sayılarındaki düşüşü hesaba alınarak
32.6 milyar lira olarak tespit edilmiş.
Adam; daha normal vergisini ödeyememişken, Anayasa’nın 73. Maddesine göre ortada bir aykırılık varken, neden gitsin bir daha vergi ödesin ki.
Nitekim, ilk taksitte beklenen 16.3 milyar liranın yerine 3.4 milyar lira tahsilat gerçekleştirilmiş. Yani hedeflenenin ancak yüzde 30.8’i hazinenin kasasına girmiş.
Şimdi herkes birbirine soruyor, ikinci kez tahsil edilmek istenen MTV’yi ödeyecek misiniz, yoksa Anayasa Mahkemesi’nin kararını mı bekleyeceksiniz?
Ne yazık ki burada ortak cevap tek: “Anayasa Mahkemesi yapılan bu yanlışı düzeltecek ve ikinci kez aynı verginin ödenmesine ilişkin kararı iptal edecek” vatandaş böyle düşünüyor ve vergisini ödemiyor.
Çünkü, bu ülkede bir kez alınacak denilerek, sabit vergiler içine giden o kadar vergi konuldu ki artık kimse bu kandırmacaya düşmek istemiyor.
Gelelim ikinci konumuza.
Tüketici Güven Endeksi, enflasyon rakamları kadar önemli. Çünkü bu değerlendirmede mevcut durum ile, mevcut duruma bakılarak 12 aylık beklentiler sorgulanıyor.
Temel Güven Endeksi sayısı 200. Yani değerlendirmeler 100 üzerinden değil, 200 üzerinden yapılıyor. Ama enflasyonda olduğu gibi burada rakam yükseldikçe gelişmelere olumlu gözle bakılıyor. Rakam küçüldükçe de işlerin iyi gitmediği şeklinde değerlendiriliyor.
Temmuz ayında Tüketici Güven Endeksi 80.1 idi. Ağustos ayına geldiğimizde endeks 15.1 düşerek 68’e düştü. Yani, endeks son yılların en düşük seviyesine inmiş durumda.
Güven Endeksi ile birlikte vatandaşlara bir kaç soru daha yöneltiliyor.
Onlarda da düşüş çok fazla olmuş. Mesela;
- Mevcut dönemde hanenin maddi durumu sorulmuş. Düşüş -12.9 olmuş.
- Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durumunda iyileşme beklentisi -19.6 düşüş ile yine rekor kırmış.
- Gelecek 12 aylık dönemde ekonomik durum beklentisine ilişkin soruda düşüş 23.2 olarak gerçekleşmiş.
- Tüketim mallarına harcama durum beklentisi bile -5.7 oranında gerilemiş.
Bu iki örnek bize şunu gösteriyor.
Vatandaş gerçekten derin bir yokluk ve fakirlik içinde. Öyle dolu restoranlara ya da araba sırası bekleyenlere bakarak her şeylerin rayında gittiğini düşünmek, gerçekleri böyle zannetmek başta ülkeyi yönetenler olmak üzere hepimizi derin bir yanılgıya götürür.
Geçmiş dönemde parlamentoda görev yapanların, vatandaşlara az yemelerini, mevsiminde yemelerini, azla geçim etmeyi önerenlerin bugün nerede ve ne yaptıklarını bilmiyoruz ama bu zihniyette olanların da gidecekleri yerin aynı olacağını çok iyi biliyoruz.
Vatandaş vergisini, bankalara olan kredi kartı ve kredi borçlarını ödeyemiyor. Mahkeme koridorları icra dosyalarından geçilmiyor ve çocuklar okula aç-bil aç gidiyorsa, artık bir şeylerin yapılması için zaman geldi de geçiyor demektir.
Ülkeyi yöneten kadrolar, vatandaşların üzerine vergi salarak, vergi oranlarını yükselterek, adeta onları açlığa terk ederek işlerin düzeleceğini sanıyorlarsa gerçekten büyük bir yanılgı içindeler demek hata olmaz. Bu hatadan dönmek yolu da vatandaşların gelir durumunu iyileştirmekten geçiyor. Yıl sonunu, gelecek yılın başını bekleyerek, afaki artış oranlarından bahsederek, vatandaşların sabırlarını test etmek, artık gelinen noktanın sabırların taşması anlamına geldiği unutulmamalıdır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Oktay Taş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.