PTTEM kart sorunu- Troller-Kriptolar

Pttem kart ne işe yarıyor? Devlet bazı memurları için giyim yardımı adı altında bu karta bir miktar para yatırıyor. Memurda giyim ihtiyacını piyasadan alıyor.
Ancak her mağazanın bu kart ile bir anlaşması olmadığı için seçenekler çok kısıtlı.
O mağazanın öncelikle PTTEM kart ile bir anlaşma yapması lazım.
Öylede bu çark nasıl dönüyor?
Geçenlerde büyük bir ülkesel mağaza yetkilisi ile görüştüm. Neden sizde bu kart ile bir anlaşma yapmadınız diye sordum. Yetkili bizim o şartlarda kâr yapma şansımız yoktur dedi.
Şartlar nedir deyi sordum. O da bana şöyle cevap verdi: “ PTTEM Kart yapılan satışın %25 ini kendine istiyor. Bizim ürünlerimizin üzerinde fiyat etiketi bulunmak zorunda. O nedenle fiyatta bir oynama yapamıyoruz. Ancak ürünlerinde fiyat etiketi olmayan mağazalar gelen müşteriye bu farkı yansıtıyorlar. Biz ne böyle bir şey yapabiliriz ne de etik buluruz…”
Anlayamadığım şey PTTEM kartın nasıl bir gideri oluyor ki bu kadar yüksek bir kesinti talep edebiliyor?
Bu yüksek kesinti oranı hem esnafı perişan ediyor hem de giyim yardımı alan memuru.
Memura giyim yardımı yapıyorsanız bunun başka yolları yok mudur?
Örneğin bunu maaş kartına tanımlayabilirsiniz.
Derler ya elini suya sabuna dokundurmadan para kazanmak diye, işte o söz bu durum için geçerli.
Bu yardımı alamayan ya da çok düşük miktarlarda alan memurlar var. Bu konuda eşitliğin sağlanması gerekmez mi?
Diğer konulara geçelim:
Klavye korsanları ve trol sayısı o kadar arttı ki, bu sosyal barış için büyük bir tehlike olmaya başladı. Toplumda büyük bir gerilim var. Bunun üzerine benzin dökmemek gerekir. Ama öyle troller var ki işi gücü muhalif gördükleri her fikre karşı mesnetsiz, fikri olgunluğu olmayan bir üslup ve dil ile saldırıya geçiyorlar. Bir yerlere, birilerine hoş görünmek ve yaranmak için bunu yapıyorlar.
Adları ve hesapları sahte olanlar ise bir yerlerden finanse ediliyorlar.
Kimse bunların peşine düşmüyor.
Vatandaş devletine güvenmek istiyor. Ama ne yazık ki günümüzde devlet sadece gücünü iktidara yandaş olmayanlara karşı gösteriyor. Yandaşına suç olmayan unsurlar diğerleri için suç oluyor. Adalet nerede kaldı? diye soran o kadar çok vatandaş var ki.
O da iktidarın ağzına bakar duruma geldi. Adil yargıçlar elbette çok var. Ama onlarda sürgün tehdidi altında görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
Makamlar kifayetsiz ve liyakatsiz kişilerle doldu. Tek özellikleri kalın biat bağlarına sahip olmalarıdır.
Bunlar akıl etmezler, düşünmezler,
sorgulamazlar, sadece denileni yaparlar.
Ya Türk’müş, Müslümanmış gibi içimizde gezinen, birbirlerini kollayan ve yükselten kriptolara ne demeli?
Halk arasına ayrılık, kin ve nefret tohumu saçarak suyu bulandırıyorlar. Makamlara gelerek karar merciinde önemli rol oynuyorlar.
Milleti birbirine düşürüyorlar…
Hülasa sular çok bulanık akıyor!
Kazım Karabekir ne güzel demiş:
“Öyle puslu hava ki şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor”
Doğru değil mi?
Lawrence bile Müslüman coğrafyasında yıllarca namazlı, abdestli gezinmedi mi?
Dış görünüşe, söylemlere göre mevzi
aldığımız müddetçe daha çok kandırılırız.
“ Otu çek, köküne bak” atasözü öyle derin manalar içeriyor ki, ah bir anlayabilsek!
Uyanmak dileğiyle.
Selam ve dua ile.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Tuncay Altun - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.