Milli irade millet iradesidir. Milletin tarihi süreç içinde geçmişten bugüne uzanan iradesidir milli irade. Ve bu irade tarihin akışı içinde oluşur. Yoksa bir dönemdeki çoğunluğun, sayı fazlalığının arzu ve istekleri değildir. Kalabalıklar değil, sayılar değil, doğru olan, kalıcı olan, toplumu birleştiren irade milli iradedir.
Hukukçu Münci Kapani’ye göre, kurucu irade ve kurulu irade ayrımı vardır.
Kurucu irade kurulu iradeden farklı olarak devletin temel hukuk düzenini yaratırken, iradesini sınırlayan pozitif hukuk kuralları ile bağlı değildir. Bu bakımdan Kurucu İrade’nin tamamen bağımsız ve sınırsız bir iradeye sahip olduğu söylenebilir.
Bir bakıma egemenliğin, milli iradenin siyaset bilimindeki karşılığı kurucu iktidar, kurucu iradedir.
Hukukta, kurucu iktidar, anayasa yapma ve değiştirme iktidarı olarak tanımlanmaktadır Bizce gerçek milli irade budur. Çünkü kurucu irade bir toplumu yeni baştan kuran iradedir. Anayasa “temel kuruluş” yasasıdır ve kurucu iradenin eseridir. Anayasa devletin temel yapısını ve bu yapının başlıca işleyiş kurallarını gösterir.
Kurulu iktidar- kurulu irade ise, devletin siyasi organları ile yasama , yürütmeden oluşur. Bu seçimler sonrası kurulan hükümetlerdir. Bu irade kaynağını ve yetkilerini anayasadan alır ve bu yetkileri gene anayasa tarafından belirlenmiş sınırlar içinde kullanır. Her istediği kanunu
çıkaramaz, her istediği emri veremez. Kendisini bağlayan hukuk kuralları, anayasa kuralları buna engel olur.
Elbette seçimlerde çoğunluğu elde eden kurulu irade günün ve toplumun ihtiyaçlarına göre gereken yeni düzenlemeleri ve gerekli değişiklikleri yapacaktır. Ama kurucu iradenin belirlediği Anayasal kurallar çerçevesinde.
Türkiye Cumhuriyeti Milli Mücadele sonunda bir savaş ile kuruldu, kurucu irade o süreçte oluştu. Bu “Kurucu İradeyi” Meclis sayı çoğunluğu ile yoketmeye çalışmak, hem işin doğasına, hem de Anayasa Hukuku’nun ruhuna aykırıdır. Böyle davranmak “çoğunluk bende, güç bende, her istediğimi yaparım” anlayışıdır ve yanlıştır.
Güç denetimsiz hale gelince yıkıcı olur, zulme dönüşür ve sonuç olarak kendini de toplumu da büyük felaketlere
sürükler. Bu yüzden demokrat iktidarlar mutlaka kendilerini denetleyecek bir muhalefetin oluşmasını kendi elleriyle hazırlarlar. Çünkü gücün denetlenmesi devletin varlığının ve devamının ilk şartıdır. iktidarın millet tarafından seçimlerle bazı liderlere ve partilere belli bir süre verilmesi geçici ve şartlı bir yetki devridir. Geçicidir, belli bir süresi vardır. Şartlıdır, o iktidarın faaliyetlerini sınırlayan kanunlar, kurumlar vardır. Yakın tarihimizde Mustafa Kemal Atatürk’ün bir Serbest Fırka kurdurması, İnönü’nün Demokrat Parti kuruluşuna imkan vermesi iktidarın güç zehirlenmesine engel olmak için aldığı tedbirler olarak görülebilir.
Kurulu irade, yani mecliste çoğunluğu elde eden siyasi irade, bu çoğunluğa dayanarak devleti, devletin yapısını, kurumlarını değiştiremez, değiştirmemelidir. Cumhuriyet tarihimiz boyunca çoğunlukla iktidara gelen her siyasi parti Cumhuriyetin yapısını ve kurumlarını değiştirseydi bugün ortada ne bu devlet kalırdı ne Cumhuriyet. Bugünkü Ortadoğu ülkelerine döner, kaos, kargaşa ve iç kavga ile birbirimizle uğraşıyor olur ve gerçek bir beka sorunu yaşardık.
Peki ne yapmalıyız? Yapılacak şey gayet açık: Cumhuriyetimize sahip çıkacağız. Bu sahiplenme bize Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bir vasiyetidir. Hatırlayalım,
şöyle diyordu Atatürk:
“ Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır.
Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir
mahiyette tezahür edebilir…
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi,
vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret,
damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Unutmayalım ki bazı değerleri kaybetmek çok kolay, ama yeniden kazanmak çok zordur.
Makale Yazısı-
Milli irade ve yeni anayasa
Yazar Cemalettin Taşkıran - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.