Yarın geç olmasın!

Evinize yabancıyı alır mısınız? Olağan dışı bir durum varsa, durumumuz uygunsa, sadece bir veya birkaç günlüğüne birkaç kişi alınabilir. Lakin vicdan ve merhamet duygusuyla evine aldığın kişilerin evinin her odasında (banyo, tuvalet dâhil) girmesini, istediği gibi hareket etmesine izin verir misiniz?
Hele sığınan insanlara bahçeni veya tarlanı satarak paylaşmak ister misiniz?
Bu yazılması bile hoş olmayan örneği, hala sığınmacıların yaratacağı tehlikeyi anlamayanlara anlamaları için duygudaşlık yapmaları amacıyla yazdım.
Sığınmacılar sorunumuz gün geçtikçe rahatsız edici hal almaktadır. Bizden başka hiç ama hiçbir ülkede bu kadar kolay, bu kadar basit algılanmadığı için semiren büyüyen sığınmacılar yarının tehlike çanlarının sesleri değil çan tokmağı olacaktır. Bu kadar önemli bu kadar tehlikeli boyutlara gelmektedir.
Türkiye’den başka hiçbir ülke bu büyük tehlikeye tedbirsiz değildir. Onlar sığınmacıları parmakla gösterilecek şekilde alıyorlar ve içlerinde bilimle, sanatla ilgisi olanları, yani kalifiye elemanları tercih ediyorlar. Biz ise kim olduğunu, ne olduğunu bilmeden, kayıtları tutulmadan kabul ediyor ve ülkemiz içinde serbest bırakıyoruz. Gelenlerin içinde vasıfsız insan oranı %99, ayrıca içlerinde PKK’lıların da olduğu söyleniyor.
Kendi ülkelerini vatanlarını, namuslarını savunmaktan kaçanlar, vatan için can veren Mehmet’imin ülkesine gelip onlardan daha üst imkânlara sahip olarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Demografik yapımızı bozacak sınıra yaklaştılar. Hele üremelerinin yoğunluğu sınırı kısa zamanda geçeceğini göstermektedir.
Bazı yerlerde seçimlerde istediklerini seçebilecek sayıya ulaştıkları da söyleniyor. Bazı yerleşim yerlerinde yerli halkın sayısından fazla sayıyı buldular.
Kilis; Gaziantep, Hatay Vs. gibi
Sığınmacıların bir başka tehlikesi de Ulus devlet modelini ilga edip, “melez devlet” modeline dönüşmesine yardımcı olmak. Ulus devlet milletin devleti iken, melez devlet her türlü insanın işçinde bulunduğu topluluk ümmet devlet modeli oluyor. Tabi bu durumda vatan, savunma, birlik, dil, kültür, medeniyet, tarih birlikteliğinin de kaybolmasını getirir.
Sokaklarını gezerken Arap ülkesinde mi gezildiği intibaını veren Türkçe olmayan tabelalar, konuşmalar, resimler ve genç kardeşlerimizin can güvenliklerinin olmaması da ayrı bir konu.
Aynı zamanda Türk insanından daha fazla hizmet alıyorlar. Sosyal Güvencesi yok diye hastalığını, eşini çocuğunu tedavi ettiremeyen insanımıza karşı ücretsiz her türlü tedavi olan sığınmacılar.
Özel Hastanelerin hastalarının çoğu yabancılar, sığınmacılar. Neden? Devlet onlarla ilgili sağlık giderleri ödüyor ama benim insanımın o hakkı yok. İnanın ki şehit Eren’imin, şehit Mehmetlerimin eşi, çocukları anne babası bu haklardan bu kadar kolay yararlanamıyorlar.
Eğer bu kadar duyarsız olursak Kavimler göçünün sonuçlarına benzer sonuçlarla karşılaşmamız imkân dışı değil.
Bu sığınmacılar kısa bir zamanda geri gönderilmelidirler. Geri gönderilmesine karşı olanlar Türk Milletinden rahatsız olanlar ve bu nedenle Türk milletini bozmak yarınlarda perişan duruma getirmek için çalışanlardır.
Türk çocuğu milletinin yarınları için uyanık olmak zorundadır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Fuat Yılmazer - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.