Piyasa bozuk kamyon gibi..

Ekonomi yönetimi… Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın eylem ve demeçleri güven veriyor.
Her şeye rağmen destek vermeliyiz. Zaman tanımalıyız. Vatandaş olarak nefes alamayacak durumdayız. Doğru.. Türkiye’nin ekonomisi uçurumun kenarında. Ve başka Türkiye’miz yok..
Başka bir konu ise denetimsizlik… Ekonomi bozuk kamyon gibi. Aynı su Ankara-Emek’teki BİM’ de 4TL, Haymana yolu üzerindeki 101 mağazasında 12 TL.(Hayat suyu 1.5 litrelik) İğneden ipliğe hepsi öyle.
Ankara valiliğinin belirlediği “Okul servis fiyatları” (10-15 km) için 7 bin 753 TL. Aynı mesafede “Özel okul servislerin” fiyatı 49 bin TL. Tam yedi kat fazla.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Ankara Valiliği gereğini yapmalı…
***
Ekonomide “Seferberlik” şart mı? Şart.
Bu seferberlik sözde değil, özde olmalı.
Ve devletin tepesinde başlamalı, vatandaşa güven vermeli.
Gelin hep birlikte birkaç tabloya bakalım.
Tam bir savurganlık. Koruma ordusu..
Cumhurbaşkanlığı makamını ayrı tutuyorum.
Bakanlara bile tek bir koruma yeter ve artar.
TBMM’deki saltanat akıllara durgunluk veriyor.
Meclis Başkanına iki koruma nesine yetmiyor?
Eski bakanlar, emekli paşalar, kurul başkanları, yüksek yargı başkan ve üyeleri ve genel müdürleri kimden koruyoruz. Korkmayın halkın sevgisi hepinizi korur.
Bir örnek verelim sayıştay başkanlığı görevinde bulundu. Akabinde aynı kurumda üye olarak kaldı. Hem yakın koruması var, hem de villasında 24 saat koruyan polisler var.
Hâkimler Savcılar Kurul Üyeleri emekli olduklarında devlet resmi araç, şoför ve koruma veriyor. Ölünceye dek Allah aşkına, bunları kimden koruyoruz?
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin, Meclis’te bile dört koruma ile gezdiğini görmüştük.
Devlet eski bakanı Yılmaz Karakoyunlu, aktif görevdeyken bile korumasız, tek başına Kızılay’da dolaşıyordu.
14 bin polis, yakın korumada görev yapıyor. Bir de bunlardan, hassas noktada görev yapanlar var. Gerisini siz düşünün. Yazıktır, günahtır.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bu korumaları geri çekmeli…
***
Araç saltanatına son verilmeli…
Devlet, ‘Hizmet Alımı Yöntemi’ ile yaklaşık kaç bin araç kiralamış?
Bilen var mı?
Bu araçların yakıtı, şoförü ve bakımı devletten. Ayrıca bu araçlar sivil plakalı olduğu için de, kimlerin hizmetinde olduğu bilinmiyor.
Çevremizde görüyoruz. Bu araçlar aile boyu bireylere hizmet ediyor.
Ve kiralanan araçların piyasa değeri üzerinden, üç yıl için firmalara ücreti ödeniyor. Üç yıl sonra araç iade ediliyor.
Türkiye’de 200 binin üzerinde makam aracı bulunuyormuş. Araç saltanatına mutlaka son verilmeli.
Genel müdür ve üst düzeydeki bürokratlara verilen “Temsili giderleri” yasaklanmalı.
Avrupa’da başbakanlar ve bakanlar bisikletle işe gidip -geliyorlar. Odacı, çaycı, en düşük memur kendi imkanları ile işe gidiyorsa, Genel müdür ve üst düzeydekilerde, garajlarındaki lüks araçlarını görücüye çıkarsınlar.
Yatırımlar mutlaka denetlenmeli ve gerçek değer üzerinden yapılmalı. “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” mantığına son verilmeli. Kiralanan hizmet binaların yıllık bakım onarım, kira giderleri, binaların gerçek değerinin üzerinde...
Hem devleti küçültüyoruz hem kiralanan bina sayısını ve saltanatları artırıyoruz.
Ekonomiyi yeniden canlandıracak, içte ve dışta güven aşılayacak konu, ekonominin kamu-özel bütün aktörlerinin içinde yer aldığı, kararların katılımcı bir şekilde ele alındığı bir seferberliğin ilan edilmesidir.
***
Ekonomi bağımsızlığını mutlaka kazanmalıdır.
Bunun için seferberlik başlatmalıyız.
Tam bağımsız Türkiye’nin buna ihtiyacı vardır.
Çok güçlü ve birlik olmak zorundayız.
Yolsuzluğa bulaşmayan, partizanlık yapmayan, kayırmacılığa hep karşı çıkan, sağlam, dürüst ve ilkeli siyaset anlayışı hâkim olmalıdır.
AB ilişkilerimizin ulusal bütünlüğümüzü tehdit eder hale geldiği.
Ülkemize yönelik terörist faaliyetlerin kontrolünün yabancılara kaldığı,
Kıbrıs ve birçok konuda ulus olarak hak etmediğimiz muamelelere maruz kalındığı,
Özellikle Avrupa’da yabancı düşmanlığının ve ırkçılığının arttığı,
Komşularımızda kırmızı çizginin kalmadığı, kan gölünün akmaya devam ettiği,
Milli şuur ve bilincimizin yok edilmek istendiği bir dönemden geçiyoruz.
Unutmayalım başka bir Türkiye’miz yok…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Osman Yazıcı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.