30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun

30 Ağustos’ta kazanılan zafer; 26 Ağustos 1071’de Alp Arslan’ın Malazgirt Zaferi, 24 Ağustos 1516’da Yavuz Sultan Selim’in Memluk Savaşı; 29 Ağustos 1526’da Kanuni Sultan Süleyman’ın kazandığı Mohaç Muhaberesi kadar ve çok daha da fazla önem taşır. Osmanlı İmparatorluğu yıkılır, Türkiye Cumhuriyeti kurulur.
Yıl 1922. Günlerden 26 Ağustos. Afyon-Duatepe. Sabah Saat 5.30’da topçu ateşiyle Büyük Taarruz başlar. Gün sıcak, muhabere ateşlidir. Mustafa Kemal cephe gerisinde her hamleyi izlemekte, elinde sahra telefonu, emirler yağdırmaktadır. Bir milletin varoluşunun başlangıcına, önderlik eden Başkomutan can siperane dövüşen erkekleriyle, cephe gerisinde ve bazen de içinde yer alan cesur kadınlarıyla; Türk milletinin kahramanlık destanının yazıldığından emindir.
30 Ağustos Zafer Bayramı, Türk Ulusu’nun haklı bağımsızlık davasını tüm dünyaya kabul ettirdiği Türkiye'nin geleceği için milli birlik ve beraberlik ruhuyla canlarını hiçe sayarak giriştikleri özgürlük ve bağımsızlık meşalesinin sonsuza dek sönmemek üzere yakıldığı büyük bir zaferdir. Binlerce şehidin yattığı topraklarda kazanılan zafer kutsaldır.
Büyük Taarruz, Türk ordusunun işgalci güçlere kesin son darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu'dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekattır. TBMM’nin 20 Temmuz 1922'deki oturumunda 4. kez Başkomutanlık yetkisini alan Mustafa Kemal Paşa, taarruz kararını Haziran’da alır. Ağustos’ta Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile Akşehir’deki karargahta görüşürler. Türk Ordusu düşmanı güney kanadından vuracak; Akarçay ve Dumlupınar kesiminden hızla ve ezici bir güçle saldıracaktır.
Ankara’da Çankaya Köşkü’nde sanılan Mustafa Kemal, gün doğarken Fevzi ve İsmet Paşalarla, Kocatepe’ye tırmanmaktadır. Sabah 05.30’da Kocatepe’deki çadırlı Başkomutan ordugahından verilen hücum emriyle, top atışıyla taarruz başlar. Mehmetçiğin süngü savaşıyla devam eder. Dört gün süren çetin bir savaşın ardından30 Ağustos 1922’de savaş, Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanır. Güneş, Afyonkarahisar Dağları’ndan çekilirken o kesimdeki tüm Yunan mevzileri Türklerin eline geçer.
30 Ağustos’ta hayatında yenilgi nedir bilmeyen Başkomutan Türk Ordusu’na ‘’ Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’’ emrini verir. 30 Ağustos 1922 sabahı Saat 5.30’da Türk Orduları, Mustafa Kemal Paşa yönetiminde doğup büyüdükleri toprağı ellerinden almaya gelen düşmana karşı saldırıya geçerler. ‘’Büyük Taarruz’’ göz kamaştırıcı bir zafere dönüşür. 1 Eylül Uşak, 9 Eylül 1922’de İzmir Yunan işgalinden kurtulur.
30 Ağustos, iki yıl sonra 1924'te Afyon’da Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in katıldığı bir törenle ‘’Başkumandan Zaferi ‘’adıyla kutlanır. Çal Köyü'nde gerçekleşen ilk törende Mustafa Kemal, milli ruhun canlı tutulmasının önemini vurgular ve ‘’Meçhul Asker Abidesi'’’ temelini eşi
Latife Hanımla birlikte atarlar.
Zafer Bayramı özellikle 1960’lardan itibaren geniş kapsamlı bir şekilde kutlanmaya başlanır. 30 Ağustos, Türkiye'de askeri okulların mezuniyet törenlerinin, subay-astsubay rütbe değişiklikleri de yaptıkları gün olur.
‘’Biz hepimiz biriz, tek bayrak, tek vatan!’’ diye meydanlarda haykıran siyasilerimizin muhteşem tarihimizin gelişimine farkındalıkla göz atmalarını öneririm. Bizi bu günlere taşıyan Türkiye Tarihi’nin tüm zaferleri domino taşları gibidir. Hepsi birbirine bağımlı ve birbirinden değerlidir.
Türk Ulusu, kaybettiği ekonomik bağımsızlık, siyasal egemenlik haklarını, 30 Ağustos 1922 zaferinin gücüyle elde etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşar ve Laik Cumhuriyetin getirilerinden faydalanırken; Atatürk’ü ve ülkenin geçmiş tarihini göz ardı edenleri anlamakta
zorlanıyorum.
30 Ağustos Zaferi vesilesiyle neferleriyle Türk gücünü dünyaya gösteren, dehasıyla dünyanın kabul ettiği lider, ülkemizin geleceğine ışık tutan Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere yaşamını vatanının özgürlüğü uğrunda kaybeden tüm kahraman aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimizi gönül dolusu sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Harika Ören - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.