Hatay Meselesi-3

HATAY’LA İLGİLİ BAZI GERÇEKLER

Hatay ve Suriye coğrafyası zaten Fransız mandasına burskılmıştı. Fransa anlaşmalara aykırı olarak sözlerinden caydı ve 1926’da İskenderun Özerk sancağının adını kuzey Suriye hükümeti olarak değiştirdi. Böylece Hatay’ı Suriye’nin kuzeyi yapmak istedi. Yani bilinçli ve şuurlu bir hareketle oradaki Türk varlığını eritmek niyetinde olduğunu ortaya koydu. Daha sonra bu hükümeti önce Halep’e sonra da Şam’a bağladı. Halep’e bağlanmakla Sancak bölgesine memurları Suriye atamaya başladı. Böylece Ankara anlaşmasındaki hükümler yavaş yavaş geçersiz kalıyordu. 1926’da Sancak’ta yaşayan Türkler buna tepki gösterdiler. 1926 – 1930 arasında bölgede huzursuzluk vardı.
Özellikle Türklerle Suriye yönetimi ve Araplar arasında sorunlar yaşandı.
Bunun üzerine Milletler Cemiyeti 1930’da bir komisyon oluşturdu. Mandalar Komisyonu özerk statüyü kabul etti. Yani Hatay bölgesinde özerk statünün olması  gerektiğini Milletler Cemiyeti kabul etti. Bu uluslararası bir belgedir. Ama bu karara rağmen Fransa tavrını sertleştirdi :para birimini Türk Lirası yerine Suriye Lirası yaptı.Resmi dil olarak Türkçeyi kaldırdı Arapça ve Fransızcayı kabul etti. Kültürel gelişmeyi mümkün olduğu kadar engellemeye çalıştı. Türkçe gazeteleri yasakladı. Sancağa bağlı özellikle Türklerin bulunduğu köyleri Sancağa bağlamak yerine Lazkiye bölgesine bağladı. Böylece Türkleri parçaladı. Daha da ileri gidildi: Türkiye’de Cumhuriyet kurulduğu için Hatay’da Mustafa Kemal Atatürk’ün posterleri resmi kurumlara asılıyordu. Halk tarafından kendiliğinden Mustafa Kemal’in posterlerinin resmi dairelere asılmasını yasakladı. aslanları kaldırdı.Böylece Suriye’yi Bölme hareketlerine hız verdi. Hatay’da Fransanın öncülüğünde bir Araplaştırma politikası uygulanmaya başlandı. Ama halk buna şiddetle direniyordu.
O dönemde elbette ezan oralarda Arapça okunuyordu. Türkiye’de Türkçe okunuyordu. Ama bu bir Türkiye ile ilgilenmek için bir engel teşkil etmiyordu Sancak halkı için. Çünkü ezan dediğimiz namaza çağrıdır. Arapçada yapılabilir, Türkçe de yapılabilir. Türkçe yapılmayabilir de. Bu anlayışa bağlıdır . Ezan nihayetinde bir ibadet değildir.İbadete çağrıdır. Yani Sancak halkı bundan rahatsız olmadı. Türkiye’ye olan ilgisini kesmedi. Devamlı Türkiye ile birlikte hareket etti. Türkiye’ye olan sempatisi daha da artmıştı zaman içersinde.
Cumhuriyeti kuranların Hatay’ın kurtarılması, anavatana katılması temel isteklerinden biriydi.
1923 yılı Mart ayında Adana’da 200 kişilik bir grup toplanmış Mustafa Kemal Paşa’nın orada olduğunu bildiklerinden ona kendilerini gösterip isteklerini bildirmek istediler. İçlerinden bir sözcü : “ Paşam, Hatay’ı da kurtarın, bizi de kurtarın!” diye Mustafa Kemal Paşa’ya bir hitapta bulundu.Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın ona verdiği cevap şuydu: “Hiç merak etmeyiniz, 40 asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz.”
Hatay yad elinde kalmadı, kalamaz, kalmayacaktır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Cemalettin Taşkıran - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.