Sevgili okurlarım, İnşaat sektöründe uzunca bir süredir yadırgatıcı, hatta garip sayılabilecek daralma yaşanıyor.
İnşaat sektöründeki bu daralma; ekonominin tümünü olumsuz etkiliyor, işsizliği ve enflasyonu artırıyor,
Enflasyonun artmasıyla da, vatandaşın alım gücünü azaltıyor.
Vatandaşın yaşam kalitesini düşürüyor ev sahibi olma hayalini de, belirsiz bir geleceğe erteliyor,
Ekonomistlerin hesaplama ve değerlendirmelerine göre;
Başta demir ve çimentoda olmak üzere, inşaat sektörünün tüm girdi maliyetlerinde büyük artış yaşanıyor.
Çimentodaki yıllık fiyat artışı yüzde 120-150, demir çelikte yüzde 110 düzeyinde olurken, kerestenin ton fiyatı da 2020’de 516 dolar iken 2021’de 1000 dolara yükseldi.
Doğrudan inşaat sektörünü etkileyen bu “aşırı” maliyet artışları, ekonomik dengeleri bozarak, vatandaşın yaşamını da olumsuz etkiledi.
Temmuz 2021 sonu itibariyle birinci el konut satışı yıllık yüzde 52, bir önceki aya göre de yüzde 19 oranında bir düşüş gösterdi.
İkinci el konut satışı da yıllık yüzde 22, bir önceki aya göre de yüzde 21 düşüş kaydetti.
Toplam konut satışı yüzde 23, ipotekli konut satışı ise yüzde 19 azaldı.
Önceki yıla göre de azalma yüzde 46’yı buldu.
Bu bağlamda; konut satışlarındaki azalma, konut stokunun 1,5 milyon konuta ulaşmasına neden oldu.
İnşaat Sektöründe fiyatlar ‘kontrolsüz’ artıyor…
İnşaat sektörünün, son yıllarda yaşanan maliyetlerdeki bu kontrolsüz fahiş fiyat artışı nedeniyle de sıkıntıda olmasıyla, Türkiye de işsizlik kapıda.
İnşaat girdi fiyatlarındaki aşırı maliyet artışı, konut fiyatlarının yükselmesine neden oluyor.
Son yıllardaki yaşanan maliyet artışı hem yeni inşa edilen evlerin fiyatlarını artırırken, hem de konut üretiminin azalmasına sebep olarak arzın azalmasına ve mevcut evlerin de fiyatlarının artmasına neden oluyor.
Vatandaş, giderek ev alma gücünü kaybediyor.
Bunun sonucunda enflasyonun tetiklenmesiyle konut satışlarını azalıyor.
Konut satışlarının azalmasıyla da, inşaat firmaları iflasa sürükleniyor...
Bu da, inşaat sektörde çalışan yüz binlerce kişinin işini kaybettiği anlamına gelir.
Bu duruma acil çözüm bulunmalı!
Acil çözüm bulunmaz ise, işsizlik kapıda!
Milli gelir içindeki doğrudan payı yüzde 5-6 arasında olan ve 200’den fazla alt sektörü doğrudan ya da dolaylı etkileyen inşaat sektörünün ekonomi içindeki payı yüzde 30, istihdamdaki payı da yüzde 7’dir.
Yani inşaattaki girdi fiyatlarında oluşan “fahiş” fiyat artışı, vatandaşın ev alma gücünü ortadan kaldırmakla ve sektörü sıkıntıya sokmakla, iflaslara neden olmakla kalmıyor; bu bunalım aynı zamanda ekonominin tümüne de olumsuz yansıyor.
Bu olumsuz yansıma, yalnızca sektör için değil, ülke için çok önemli bir durum.
Acil çözüm bulunmalı!
Acil çözüm bulunma ise, işsizlik kapıda, inşaat sektörü bunalımda olur.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.