Uğur DUYAN
ANKARA (Anayurt) - Önceki gün Birleşmiş Milletler'in 76'ncı Genel Kurulu'nda dünya liderlerine hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, herkes için daha güvenli, huzurlu, müreffeh, hakkaniyetli bir dünya yolunda atılan her adımın yanında olmuştur, bundan sonra da olmaya devam edecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 26. Olağan Genel Kurulu toplantısındaki konuşmasında da "Küresel, siyasi ve ekonomik güç dengeleri çatırdıyor; Türkiye inşallah bu defa treni kaçırmayacak" açıklamasında bulunmuştu. Erdoğan'ın açıklamalar yaptığı gün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da gazeteci Sedat Ergin'e verdiği demeçte, ABD'nin Türkiye konusunda etraflıca düşünmesi gerektiğini ifade ederken; "Amerika'nın en doğru hareketi Amerika gibi davranması olur" görüşünde bulunmuştu.
ABD'nin Afganistan'dan geri çekilirken yaşadığı nüfuz kaybı kadar aldığı kararı müttefiklerine danışmadan uygulaması da ciddi tartışmaları beraberinde getirdi. ABD'nin Çin'le küresel ticaret hakimiyeti ve Rusya ile de askeri üstünlük mücadelesine girdiği bir süreçte Türkiye'den gelen bu mesajların önemi yadsınamaz.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı da yapan emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini yeni bir satha taşımak istediğini ve haziran ayındaki NATO Zirvesi'nde de bu doğrultuda adımların atıldığını anımsattı.
'ABD ÇİN'İ VE RUSYA'YI ABLUKAYA ALIYOR'
Çin'in küresel ticaretteki en önemli hamlesi olan 'Bir Yol Bir Kuşak' projesinin ABD tarafından durdurulmak istendiğinin altını çizen Pekin, ABD'nin küresel egemenliği sürdürmek için Pasifik'te Britanya ve Avusturalya ile yeni bir ittifaka gittiğini ve bu ittifakın ilerleyen süreçte Japonya ve Güney Kore üzerinden Pasifik Okyanusu'nda Çin'e karşı bir ablukaya dönüşebileceğini söyledi.
ABD'nin, Çin'in bir diğer çıkış noktası olan Orta Asya'yı da kontrol altına almak istediğini kaydeden Pekin şöyle konuştu:
"Atılan bütün bu adımlar Çin'in küresel ticaret yollarını kesmek için yapılıyor. Bu noktada Çin dışında ABD'nin karşındaki askeri rakibi Rusya. Rusya'ya karşı da NATO'ya yeni üye olan ülkeler üzerinden bir abluka başlatmak istiyor. Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya ve Romanya üzerinden Karadeniz'den Baltık bölgesine kadar bir konumlandırma peşinde bunun için Ukrayna ve Gürcistan'ı da NATO'ya üye yapmak istiyor. Orta Doğu da ise İbrahim/Abraham Anlaşmasını yaparak, İsrail'in elini rahatlatmaya çalışıyor ABD. İsrail ve Mısır'ın jeostratejik ve jeopolitik önemini kullanarak, Asya, Afrika ve Avrupa'yı kontrol altında tutmak istiyor. Bir de Suriye'nin kuzeyinde Kürt devletçiği kurma niyetinde."
'ABD YENİ BİR GÜVENLİK SİSTEMİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR'
ABD'nin Afganistan'dan çekilmesiyle birlikte bölgede asıl kazananın Çin olduğunu kaydeden Pekin, "ABD müttefiklerine danışmadan geri çekildi ve bu bir güven bunalımı yarattı. ABD şimdi bu geri çekilişten sonra yeni bir güvenlik sistemi üzerinde çalışıyor. Yani NATO yeni baştan belirlenecek. Bu ittifak içerisinde Türkiye'nin yeri ne olacak? Bu konu şu an için tartışmalı konular arasında yer alıyor ama Türkiye'nin önemi yadsınamaz" diye konuştu.
RUSYA VE ÇİN'DEN İRAN ADIMI
İran'ın Şangay İşbirliği Teşkilatı'na üye olmasının ABD'nin Avustralya ile yaptığı nükleer denizaltı anlaşmasına Çin ve Rusya tarafından verilen bir karşılık olduğunu belirten Pekin, "İran nükleer güç olmak için çalışıyor. Rusya ve Çin'in İran'ı Şangay İşbirliği Teşkilatı'na alması, bu nükleer denizaltı hamlesine karşı bir adım olarak görülmelidir" dedi.
TÜRKİYE VE DÜNYADA YENİ İTTİFAK ARAYIŞLARI
Dünyanın yeni baştan örgütlenmeye ve safların yeniden düzenlenmeye başladığı bir süreçten geçtiğini ifade eden Pekin, şöyle konuştu:
"Güvenlik konularında kartların yeniden karıldığı bir dönemde yeni ittifaklar da ortaya çıkabilir. Böyle bir dönemde Batı'nın Türkiye'ye olan bakış açısı çok önemli. Türkiye'yi kendi güvenlikleri için bir tampon bölge olarak mı görüyorlar yoksa bir göçmen ülkesi olarak mı görüyorlar yoksa gerçek bir müttefik olarak mı değerlendiriyorlar. Türkiye'nin bütün bunları göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı NATO Zirvesi'nde Türkiye'nin NATO ile olan ilişkilerinde herhangi bir sıkıntının yaşanmadığını gösterdi. Sayın Milli Savunma Bakanı da Türkiye'nin güvenliğinin merkezine NATO'nun oturduğunu ifade etti. Ancak Cumhurbaşkanımızın da Sayın Savunma Bakanı'nın da diğer açıklamalarına bakınca Türkiye'nin başka arayışlar içerisinde olduğunu da görüyoruz. Türkiye'nin burada Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyi ile Libya'da kendi çıkarlarını gözeterek hareket etmesi lazım."
"Türkiye'nin önündeki bu fırsatı kaçırmaması gerekiyor" diyen Pekin, ABD'nin Avrupa'da çok az bir askeri güç bırakarak ağırlığını Asya-Pasifik bölgesine vereceğini belirterek, "Türkiye, Afganistan'da bir varlık gösterseydi. Ki halen göstermeye çalışıyor. Bu varlığı gösterebilseydi eğer biz sizin için Güney Asya'da etkili bir ülkeyiz diyebilirdi. Bu mesajı verme şansı vardı ama ABD'nin Afganistan'dan geri çekilişi ve Taliban'ın kontrolü ele almasıyla buna fırsat doğmadı. Yalnız Sayın Akar'ın 'Amerika Amerika gibi davranmalı' sözü, 'ABD'ye Türkiye'ye ihtiyacınız varsa, bizle bir müttefiklik hukuku içinde temas etmeniz gerekir' anlamına geliyor bence, Sayın Cumhurbaşkanının 'Türkiye bu defa treni kaçırmayacak' demesi de 'Biz gerekirse başka ittifakların da içinde yer almayı düşünürüz. Siz de bizimle çalışmak istiyorsanız ona göre hareket edin, herkes yeni ittifaklar kuruyor, biz de bunun farkındayız' anlamına geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE HERKESİN ÇIKARINA
Cumhurbaşkanının seçeneklerini üstü örtük biçimde ifade ettiğini belirten Pekin, küresel güçlerin yeniden sürtüşmeye başladığı bir süreçte bölgesel güçlerin de kendi pozisyonlarını gözden geçireceklerini bu bağlamda AB'nin kendi ordusunu kurmayı düşündüğü bir süreçte Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu ve güçlenen bir Türkiye'nin AB'ye de katkı verecek olduğunu söyledi. Güçlenen bir Türkiye'nin yalnız AB ile değil bölgedeki bütün güç dengeleri açsından önem taşıdığını, bu nedenle Türkiye'nin kendi çıkarına zarar vermeyecek olan bir denklemin içinde yer alması için çalışması gerektiğini kaydeden Pekin, "Türkiye ekonomik olarak zayıf bir dönemden geçse de büyük bir güç ve önemli ekonomik aktördür. Askeri gücü hafife alınmayacak bir ülkedir. Kendi savunma sanayisini oluşturmakta ve bunun için her geçen gün daha fazla enerji ortaya koymaktadır. Ancak Türkiye, küresel bir güç değişiminin yaşandığı böyle süreci iyi değerlendiremez ise, beka sorunlarıyla dahi karşı karşıya kalabilir. Onun içindir ki Türkiye'nin böyle bir süreçte en doğru hamleyi yapması demek, milli çıkarlarımıza uygun bir adım atması demektir" diye konuştu.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.