Okul öncesinde uzaktan eğitim tartışması
Ankara Valiliği'nin il genelinde resmi anaokulu ve anasınıfları ile uygulama sınıflarının eğitim-öğretim faaliyetlerinin uzaktan yürütülmesi kararını Türkiye Okul Öncesi Eğitimini Geliştirme Derneği ve Okul Öncesi Eğitim Kurumları ve Eğitmenleri Derneği’ne sorduk.

Salih KAPLAN
ANKARA (Anayurt) - Ankara Valiliği, 30 Kasım ile 4 Ocak tarihleri arasında il genelinde resmi anaokulu ve anasınıfları ile uygulama sınıflarının eğitim-öğretim faaliyetlerinin uzaktan yürütülmesi kararı aldı. Valiliğin kararını, Türkiye Okul Öncesi Eğitimini Geliştirme Derneği (TOOEGD) ve Okul Öncesi Eğitim Kurumları ve Eğitmenleri Derneği’ne (OKEVED) sorduk.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Türkiye Okul Öncesi Eğitimini Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serap Çimen Erdoğan, “Okul öncesi eğitim kurumlarının diğer kurumlar gibi kapanması için dernek olarak çok uğraştık. Bütün öğretmenlere eşit şekilde yaklaşılması, okul öncesi kurumlarının kapatılması ve gerekirse uzaktan eğitimin yürütülmesinden yana olduk. Alınan karar doğru ve insan hayatı açısından değerli” değerlendirmesinde bulunarak kararın özel eğitim kurumları açısından ise adaletsiz olduğunu söyledi.
UZAKTAN EĞİTİM MODELİ ÖNERİLERİ
TOOEGD Başkanı Erdoğan, "Okul öncesi bağlamında baktığımızda çocukların dikkat süreleri 7 yaşındaki çocuklara kıyasla daha az. 9 yaşındaki çocuk yarım saat ekran karşısında kalabilirken okul öncesi çocuğunun ekran başında kalma oranı çok daha düşük. Bir de çocukların dikkatinin toplanacağı ortamı çok iyi oluşturmak gerekiyor. Hem dikkat süreleri kısa, hem de çocuğun ilgisinin aktif tutulması gerekiyor. Bu anlamda uzaktan eğitim çok kolay bir tercih değil. Okul öncesi dönem çocukları uzaktan eğitim ile sadece günde bir ya da iki defa 20’şer dakikalık etkinliklere katılıp öğretmenleri ile iletişim kurabilirler. Uzaktan eğitim bağlamında çocuklara uzun süreli olmayan birlikte şarkı söylemek, kitap okuyup görüşlerini sormak gibi çocukların aktif katılabilecekleri etkinlikler olabilir. Ancak bunun dışında öğretmenin aile ile birlikte uzaktan eğitim süreçlerini destekleyen çalışmaları yapması, aileye ev ödevi verilmesi gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Erdoğan, pandemi sürecinde okul öncesi eğitim kurumlarının faaliyetlerinin nasıl yürütülebileceğine dair şu önerilerde bulundu: “Devlet okullarında da nöbetçi okul sistemi uygulanabilir. Özel okul öncesi eğitim kurumlarının açık kalmasını nöbet sistemi içerisinde değerlendirebilirim. Bütün öğretmenler sağlık problemi yaşayabilecek durumda olduğu için bu noktada ayrımcılık oluyor. Topyekûn kapatılması gerekiyor her şeyin ve özel okul öncesi eğitim kurumlarının da aynı sistemde yer alması gerekiyor. Bu toplumda devletteyseniz canınız değerli, özelde çalışıyorsanız hiç değeriniz yok gibi bir düşünceyi beraberinde getirecek. Bir de çalışan anne ve babalar var. Çocuklarını belirli bir yere bırakmakta sıkıntı çeken insanlar var. Böyle bir gerçeği de kenara atmamamız gerekiyor. Yapılması gereken okul öncesi eğitim kurumlarının kapatılması değil tüm vatandaşların evde kaldığı bir sistem içinde anne ve babaya esnek çalışma saatlerinin uygulanmasıdır. Mesela yarım gün anne işe gidecek, gelip çocuğu teslim alacak sonra da baba yarım gün işe gidecek. Özel ya da devlet fark etmeksizin okul öncesi eğitim kurumlarını açmak yerine böyle bir sistemin kurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Bir şey açılacaksa herkes için topyekun açılsın, bir şey kapatılıyorsa herkes için kapatılsın. Bütün vatandaşlar değerli, özel okul ya da devlet okulunda çalışıyorum diye bir şey olmaması gerekiyor.”
OKEVED Başkanı Sefa Özdemir Yılmaz ise, “Daha önce 4 Ocak’a kadar bütün okullar kapatılmıştı ve özel okul öncesi eğitim kurumlarında velilerin talebi üzerine açma kararı alınınca devlet okuluna bağlı çalışan öğretmenler isyan ettiler. Devlet okulları 3 saatlik eğitim verdiği için çalışan annelere çok da hitap etmiyor zaten. Özel anaokullarının eğitim-öğretim süresi daha fazla. Devlete bağlı okul öncesi eğitim kurumların kapatılması kararı bu nedenle alındı” dedi.
KAR-ZARAR DENGESİNİ GÖZETMEMİZ LAZIM
Dernek Başkanı olarak bu tür kararlar için her zaman çocukları göz önünde bulundurduklarını dile getiren Yılmaz, okul öncesi eğitim kurumlarının uzaktan eğitim vermesini destekleyip desteklemedikleri konusunda, “Çocukların 3 saat bile okula gidiyor olması sosyal ve duygusal anlamda çocukları destekliyor. Akran eğitiminin bile çocuklara çok faydası var ancak burada kar-zarar dengesini gözetmemiz lazım. Çocukların aldığı risk, devlet okullarının hijyen standartlarına ne şekilde uyduğu gibi konular göz önünde bulundurulmalı. Çünkü sosyo-ekonomik anlamda zor durumda olan bölgelerdeki okullar ve köy okulları da var bunların arasında. Bu nedenle bölgesel anlamda bu yorum değişebilir” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, uzaktan eğitimin sürdürülebilirliği konusunda ise, “Okul öncesinde uzaktan eğitim mümkün değil. Biz her zaman için çocukların ekran başında durmasına karşıyız. Okulların kapandığı iki ay içinde bile biz şunu gözlemledik; dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, konuşma problemleri oldu. Altına ıslatma, kekeleme ve tırnak yeme gibi problemlerle karşılaştık. Süreci göz önünde bulundurduğumuzda gelişen bu tür sorunları çözmek bizim için daha büyük bir sorun. Çocukların evde ekrana maruz kalarak akranlarından uzak zaman geçirmeleri çocuklar için ciddi bir kayıp ve bunların telafisi bazen mümkün olamayabilir” şeklinde konuştu.
![]() |
ÖNCEKİ HABER | SONRAKİ HABER | ![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
Bu haber henüz yorumlanmamış...