Ferda KARABABA
ANKARA (Anayurt) - Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli gazetemize Bakanlık faaliyetleri hakkında açıklama yaparak sorularımızı yanıtladı. Bakan Pakdemirli ülkemizin tarım alanında ihracatçı bir ülke olduğuna vurgu yaparak son yıllarda gıda ve tarım ile canlı hayvan ihracatında birçok Avrupa ülkesini geride bıraktığını ifade etti. Bakan Pakdemirli, Bakanlığın gerçekleştirdiği proje ve kampanyalar hakkında da önemli bilgiler verdi.
Türkiye’nin bazı ürünlerde ithalatçı olduğuna yönelik eleştiriler var. Türkiye temel gıda maddelerinde kendi kendine yeten bir ülke mi? Nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
Türkiye tarımsal ürünlerde kendine yeten ithalatçı değil ihracatçı bir ülkedir. Bu bağlamda tarım-orman sektörümüz her geçen gün büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Tarım, orman ve balıkçılık sektörümüz, uygulanan doğru ve akılcı politikalarla 17 yılın 14’ünde büyüme göstererek ortalama yüzde 2,8 büyümüş ve bugün önemli birçok Avrupa ülkesini geride bırakmıştır.
,2018 yılını yüzde 2,1 ve 2019 yılını ise yüzde 3,7 büyüyerek tamamlamıştır. 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2,1, ikinci çeyreğinde yüzde 4,3 ve üçüncü çeyreğinde ise yüzde 6,2 ile ilk dokuz ayda ortalama yüzde 5,3 büyümüştür. Gayrisafi hasılamızı son iki yılda yüzde 47 artırarak, 277,5 milyar liraya çıkardık. 2018 yılında GSYH’ye yüzde 5,8’lik,
2019 yılında yüzde 6,4 ve 2020 yılının ilk dokuz ayında yüzde 7,1 katkı yaparak, ülke ekonomisine güçlü bir destek sağlamıştır. 2018 yılında 44 milyar dolar ve 2019 yılında ise 48,5 milyar dolarlık tarımsal GSYH ile Avrupa’da lider, dünyada ilk on arasındadır. Ayrıca özellikle şunu da ifade etmek isterim ki; ülkemiz tarımda net ihracatçı bir ülke konumundadır. 18 milyar dolarlık tarımsal ihracatla, 5,3 milyar dolarlık dış ticaret fazlamız bunun ispatıdır.
Son 2,5 yılda yüzde 6,5 artışla 50,7 milyar dolar ihracatımız olurken, dış ticaret fazlamız ise 14,6 milyar dolar olmuştur. 2020 yılı ilk on ayında ise Kovid-19 salgınına rağmen, 15,1 milyar dolar tarım ve gıda ürünleri ihracatı yaptık ve 4,5 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik.
Hayvansal ürün ihracatında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Canlı hayvan, hayvansal ürün ve su ürünleri ihracatımız 9,5 kat arttı. Son iki yılda ise su ürünleri ihracatımızı; 157 bin tondan yüzde 28 artarak 200 bin tona, değer olarak 855 milyon dolardan yüzde 20 artarak 1 milyar dolara ulaşmıştır.
Gıda sahtekârlarına yönelik hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Yeterli denetim yapılıyor mu? Tağşiş ve taklit yapan firmaların yeniden üretim piyasasına girmemesi için bir tedbir alacak mısınız?
Tarladan sofraya güvenilir gıda anlayışıyla tüketici sağlığını en üst düzeyde korumaya yönelik çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. 2019-2020 yılları arasında toplam 2,4 milyon gıda denetimi yapılmış olup, Pandemi sürecinde de kontrolleri artırdık.
Özellikle insan sağlığını tehlikeye sokacak gıdaların tüketime sunulması, gıdalarda taklit ve tağşiş konusunda ciddi çalışmalarımız var. Sağlıksız gıda üreten, gıdada taklit veya tağşiş yapan gıda firmaları kamuoyuna ifşa ediyoruz. 2012 – 2020 Aralık arasında değişik dönemlerde; 26 kez kamuoyuna açıklama yapılmıştır. 2020 yılında 5 kez taklit-tağşiş yapan firmalar kamuoyuna duyurulmuştur.
Biz bu firmalara cezai yaptırım uyguluyorduk ancak bazen yapılan sahtekarlıklar verilen cezaların çok ötesinde karlar getirebiliyordu.
Şimdi sıkı bir yasayla bu alana düzenleme getirdik. Yakın bir tarihte yasamız meclisten geçti. Taklit ve tağşişe 500 bin liraya varan cezalar getirdik.
Ayrıca ürünlerin piyasadan toplatılması, savcılığa suç duyurusunda bulunma, faaliyetlerinin durdurulması, onay belgesinin askıya alınması, denetim sıklığının arttırılması gibi birçok yaptırım uygulanabilecek.
Diğer bir önemli konu ise destek konusu. Çiftçiler yeteri kadar destekleniyor mu? 2021 yılında ne kadar destek vereceksiniz? 2020 yılında çiftçilere verilen destek miktarı ne kadar oldu?
2020 yılı üretim sezonu tarımsal destekleme uygulamalarında, gübre desteği başta olmak üzere bazı desteklerde birim destek miktarlarını artırdık, bazı konularda ise yeni destekleri devreye aldık.
Son 18 yılda tarımsal destek miktarında 12 katlık rekor artış sağladık. Reel rakamlarla toplam 311 milyar lira hibe destek ödemesini yaptık. Son iki yılda desteklerimizi, yüzde 52 artışla, 22 milyar liraya çıkardık. 2018-2020 Aralık itibariyle toplamda 51,6 milyar lira destek ödemesi yaptık.
2021 yılında ise 22 milyar lira ve 2 milyar lira ilave yedek ödenekle birlikte üreticilerimize toplam 24 milyar lira tarımsal destek sağlamış olacağız.
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında ise bugüne kadar 12 bin projeye reel olarak, 10 milyar lira hibe desteği ile 100 bin istihdam sağladık. Son 2,5 yılda 3 bin 500 projeye 1 milyar lira hibe destek verdik ve toplam 2,1 milyar liralık yatırım, 18 bin istihdam sağladık.
IPARD kapsamında bugüne kadar yapılan yaklaşık 13 milyar liralık destek ile 70 bin yeni iş imkânı sağladık. 3,3 milyar lira ORKÖY kredi desteği verdik.
Orman yangını çıkan bölgelerin yapılaşmaya açıldığı iddiaları var. Bu mümkün mü, böyle bir şey oldu mu? İnsanlar neden böyle düşünüyor?
Orman yangınlarıyla mücadelede ülkemiz, dünyadaki en başarılı ülkelerden biridir. Maalesef bu gerçekler görülmüyor, üstüne kamuoyunda gerçek dışı algı operasyonları yürütülüyor. Bu yangınları hem engellemek hem de söndürmek için onca emek veriyoruz, hatta bu uğurda orman şehitleri veriyoruz. Fakat maalesef bazı çevrelerce, yangının kasti çıkarıldığına, yanan bölgelerin de imara açılacağı iftirasına maruz bırakılıyoruz. Hâlbuki yanan orman alanları, Anayasamız ile güvence altına alınmıştır. Bu bölgelerin başka bir amaçla kullanılmasına asla müsaade edilmeksizin bir yıl içerisinde tekrar ağaçlandırılması anayasal olarak zorunludur.
Pandemi sürecinde gıda üretiminin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gördük. Bu süreçte gıda tedariki bakımından hangi önlemleri aldınız? Bu alanda bir sıkıntı var mı?
Ülkemizde Mart ayında Kovid-19 salgınının ilk vakasının görülmeye başlaması ile birlikte, bütün dünyada olduğu gibi biz de virüs ile çok çetin bir mücadele sürecine girdik. Devlet olarak, milletimizle birlikte bu salgının etkilerini en aza indirmek için tüm imkânlarımızı seferber ettik. Son 18 yıldır aldığımız tedbir ve önlemlerle, gıda arzı ile ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Gıda arz güvenliğimizde, milletimizin temel gıda maddelerinin temininde sorunumuz olmadı. Diğer ülkelerde görünen market raflarının tamamen boşaldığı görüntüler yaşanmadı.
Bu kapsamda Bakanlık olarak; gıda ihtiyacını karşılayacak ürün stokları kontrol edilerek, fiyat artışlarının olmaması için takiplerimiz devam etmiştir. 2020 Aralık itibariyle 19,9 milyar lira destek ödenmiş olup, ödemeler devam etmektedir.
Çiftçilerimizi ve mevsimlik tarım işçilerimizi sokağa çıkma yasağından muaf tuttuk. Çiftçi Kayıt Sistemi başvurularının e-devlet üzerinden yapılmasına imkan sağladık. Gübre, tohum, ilaç, yem vb. tarımsal girdilerin üretim, erişim ve dağıtımı kesintisiz devam etti.
Tarım takvimini de dikkate alarak ilave yazlık ekim yapmaya uygun 24 ilimizde, yüzde 75 hibe tohum temini ile “Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi’ni” başlattık.
“Milli Emlak Genel Tebliğinde” gerekli düzenlemeleri yaparak, atıl hazine arazilerinin etkin bir şekilde tarımsal üretimde kullanılmasını sağladık. Hububat, baklagil, fındık, kuru kayısı, çeltik ve yaş çay alım fiyatlarını hasat öncesinde açıkladık.
Çiğ Süt Prim Desteğini ilk altı ay için 15 kuruşa kadar artırdık, temmuz, ağustos ve eylül ayları için ise desteği 40 kuruş olarak verdik. Ekim, kasım, aralık desteğini 30 kuruş olarak vereceğiz. Çiğ süt tavsiye fiyatı 2 lira 80 kuruş ve 30 kuruş destek ile 3 lira 10 kuruş olarak açıkladık.
Ekmeğin hazır ambalajlı veya ambalaj içerisinde vatandaşa ulaştırılmasını zorunlu hale getirdik. Zirai kredilerin anapara ve faiz tutarlarını 6 ay süreyle faizsiz olarak erteledik.
Tarımda dijitalleşmeye önem verdiğinizi biliyoruz. Bu bağlamda uygulamaya koyduğunuz DİTAP projesinden bahsedebilir misiniz? Bu projenin faydaları nelerdir?
Sözleşmeli üretim modelini geliştirmek maksadıyla tarım sektörünün tüm paydaşlarını dijital bir platformda buluşturmak için Dijital Tarım Pazarını, yani DİTAP’ı tasarladık.
DİTAP’ın beş temel özelliği var:
• Sözleşmeli üretim modeli,
• Girdi finansmanının sağlanması,
• Üretici örgütlerinin etkinliğinin güçlendirilmesi,
• Ölçek büyüklüğünün artırılması
• Son olarak da lojistik ağın optimize edilmesi
Sistemde sözleşmeli üretime katkı sağlamanın yanında, bir de üreticilerin doğrudan alıcılara ulaşmasını sağlayan doğrudan satış modülümevcut.
DİTAP; üretici, sanayici, perakendeci ve tüketicinin bir araya geldiği dijital bir platform. Böylece üretici korunurken tüketicide kollanmış oluyor. Batılı ülkelerde pazara arzedilen tarım ürünlerinin büyük bir kısmı üretici örgütleri ile pazarlanmakta veya sözleşmeli olarak üretilmektedir.
Örneğin ABD’de Broillerin yüzde 90'dan fazlası ve işlenmiş sebzelerin yüzde 80'i sözleşmeli olarak üretilmektedir. Bu da bizim üretici örgütleri üzerinden sözleşmeli üretim modeline yoğunlaşmamız gerektiğini göstermektedir.
DİTAP kendini sürekli güncelleyen ve geliştiren, tarımsal ürünlerin pazarlanması ve tarıma dayalı sanayinin zamanında ve nitelikli hammadde talebinin karşılanmasında sektöre büyük katkı sağlayacaktır.
Dijital Tarım Pazarı aynı zamanda üreticiler tarafından yetiştirilen ürünleri; hasat etme, işleme, depolama ve pazara erişimini sağlayacak şekilde etkin bir lojistik planlama yapılmasına destek olacak bir platformdur.
Hayvansal ürünleri de eylül ayı gibi sisteme dâhil etmeye başladık. Aralık ayı itibarıyla sistem 150 milyon liralık işlem hacmine ve 127 bin kayıtlı alıcı ve satıcıya ulaştı.
Ağaçlandırma konusunda ülkemizin durumu nedir? Yeteri kadar ağaçlandırma yapılıyor mu? Geçen yıl başlattığınız Geleceğe Nefes kampanyası amacına ulaştı mı?
Doğayı ve doğalı yaşatan bir anlayışla; son 18 yılda yaklaşık 5,4 milyon hektar alanda çalışma yaparak, 5,1 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Bu bakımdan ülkemiz dünyada en fazla ağaçlandırma yapan ilk üç ülke arasında yer almıştır. 20,8 milyon hektar olan orman alanımızı, 22,7 milyon hektara çıkardık. 2020 yılı sonu itibari ile orman varlığımızın 22,9 milyon hektar olacaktır.
Geçen yıl başlattığımız GeleceğeNefes kampanyası kapsamında 11 Kasım 2019 Saat 11.11’de 81 ilimizde, genç yaşlı el ele, aynı anda; 13,8 milyon fidanı daha yeşil bir Türkiye için toprakla buluşturduk.
Bu yıl ise “GELECEĞE NEFES, DÜNYAYA NEFES” çağrısı ile ülke genelinde binden fazla noktanın yanında 28 ülke ile aynı anda fidan diktik. 11 Kasım 2020 de ülke genelinde 5 bin 230 hektar alanda, 4,5 milyon fidan dikilmiştir. Bu etkinlikleri farkındalık oluşturmak ve gençlerimize ağaç ve doğa sevgisini aşılamak bakımından önemli görüyoruz.
Dikkat çeken kampanyalardan biri de “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” kampanyası. Neden böyle bir kampanya başlatma gereği duydunuz? Kampanya hedeflerine ulaşıyor mu?
Gıda israfıyla mücadelede dünyaya örnek olacak büyük bir proje olan “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” kampanyasını başlattık. “Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık” kampanyası kapsamında, çevresel sorumluluk için toplanan en çok dijital imza ile minimum limit olan 250 bini geçerek 400 bine yaklaştık ve Bakanlık olarak bir Guinness rekoru daha kırmayı hedefliyoruz.
Bugün; dünyada her 9 insandan 1'i açlıkla karşı karşıya ve üretilen gıdanın her yıl üçte biri, yani 1,3 milyar tonu israfa gidiyor. İsraf edilen gıdayı üretmek için gereken alan; Çin'in yüzölçümü, yani 9,6 milyon km2 kadardır.
2050 yılında dünya nüfusu 10 milyar, ülkemiz nüfusu ise, tahmini 100 milyonun üzerinde olacak. Gıda ihtiyacını karşılamak için bugüne oranla yüzde 60 daha fazla gıda üretmemiz gerekecek.
Maalesef ülkemizde de durum pek iç açıcı değil. Bu durumu birkaç rakamla açıklayacak olursak;
• Günlük israf edilen ekmek miktarı 4,9 milyon adet.
• Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50'si kayıp.
• Hizmet sektöründe; işletme başı yılda 4,2 ton gıda, 2 bin litre içecek israf ediliyor.
• Her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor.
Bu da yılda yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarı demek. Ülkemizdeki toplam gıda harcamasının 500 milyar lira olduğunu düşünürsek, önleyeceğimiz yüzde 5’lik gıda israfı, yani kurtarılan 25 milyar lira; 900 bin ailenin 1 yıllık asgari geçimi demek.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.