"Türkiye bölgesindeki gelişmeleri yakından takip etmeli"

Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, “Türkiye’nin bu süreçte Türk dünyası coğrafyası ile köprü konumunda olan Gürcistan’daki gelişmeleri yakından takip etmesi önemli. Gürcistan’ın istikrarı Türkiye’nin Türk devletleri coğrafyası ile irtibatı açısından önemli” dedi.

Fatih  Erboz
Fatih Erboz Tüm Haberleri

Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede gelişmeler günden güne yeni boyut kazanıyor. Türkiye’nin bölgesindeki gelişmeleri yakından takip ederek, hassas politikalar belirlemesi gerektiğini ifade eden emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, “Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede bir taraftan Karadeniz’de, diğer taraftan Ortadoğu’da sıcak gelişmeler yaşanırken en son Gürcistan’da yaşanan olaylar dikkatleri üzerine çekti. Gürcistan’da siyasi gelişmelerden kaynaklı bir takım olaylar oluyor ancak Gürcistan’ın istikrarı Türkiye açısından önemli. Bunun nedeni ise kara, hava ve demir yolları ulaşımı olduğu kadar doğalgaz hatlarının da varlığı. Bunun da ötesinde en önemlisi Gürcistan, tüm bu geçiş hatlarının üzerinde olduğu için Türkiye’nin Türk Cumhuriyetleriyle olan bağlantısı açısından önem taşıyor. Bu nedenle Türkiye’nin bu süreçte Türk dünyası coğrafyası ile köprü konumunda olan Gürcistan’daki gelişmeleri yakından takip etmesi önemli. Gürcistan’ın istikrarı Türkiye’nin Türk devletleri coğrafyası ile irtibatı açısından önemli. Türkiye’nin milli çıkarları açısından da stratejik öneme sahip” dedi.

Gürcistan’da son dönemde muhalefet ile iktidar arasında yaşanan görüş ayrılığı nedeniyle olaylar yaşandığına dikkat çeken Karakuş, şunları söyledi: “ Muhalefet batı yanlısı bir tavır sergilerken, iktidar Rusya yanlısı bir tutum sergiliyor. Bu nedenle bir takım olaylar meydana geldi. Çıkan yasa teklifine baktığımızda sivil toplum kuruluşlarına belli miktarda para yardımı yapanlar ülke içinde belli bir suçlama ile karşı karşıya kalıyor. Sivil toplum kuruluşlarına yapılan maddi desteleri nasıl denetleyeceksiniz? Bunu denetlemek kolay değil. Bu nedenle işin özünde batı ile Rus yanlısı noktasında bir ayrım göze çarpıyor. Rusya Gürcistan’a yönelik sert bir müdahalede bulunmuştu. Abhazya ve Osetya bölgesindeki durum belli. Öte yandan Rusya’nın bu ağırlığına rağmen AB ile birlikte hareket etme çabaları elbette belli noktalarda bölgesel tepkileri de getiriyor. Anlaşıldığı kadarıyla Gürcistan’ı batı bloğu AB üyesi yapmak istiyor. Belki daha sonra NATO üyesi de yapabilirler. Bunu zaman gösterir, ancak böyle bir niyet seziliyor. Aynı şekilde Ermenistan’ı da AB üyesi yapmak isteyen bir batı anlayışı söz konusu. Tüm bunlar karşısında elbette Rusya’da gerekli hamleleri yapıyor. Ancak burada Türkiye açısından önemli olan husus, Gürcistan’ın hava, demir ve enerji nakil hatlarının yolu olması bakımından önemli konumda olması. Türkiye için bu nokta ve yine Türk devletleri ile bağlantı açısından önemli bir konuma sahip Gürcistan. Bu nedenle Türkiye için istikrarlı bir Gürcistan her zaman milli çıkarlar açısından önemli. Sonuçta Türk dünyası ile bağlantı açısından önem taşıyor.”

AGİT ( Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Minsk Grubu’nun artık bir işlevinin kalmadığını da belirten Karakuş, “ Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de bunun altını çiziyor. Minsk Grubu’nun çalışmaları hiçbir şekilde Karabağ bölgesine istikrar getirmedi. Yapılan çalışmalar sonuç vermedi. Dolayasıyla işlevsizleşti. Azerbaycan bileğinin hakkıyla Hocalı dahil olmak üzere kendi topraklarını geri aldı. Hatta son operasyonla birlikte Ermenistan sınırındaki dört köyü de toprakları içine aldı. Dolayasıyla artık bölgede sınırlar çizilmeye başlanmış oldu. Bu noktada ise Rusya’nın Barış Gücü unsurları da bölgeden çekildi. Rusya’ya ait üslerin çekilmesi durumu ortaya çıktı. Rusya sadece Türkiye ve İran sınırına asker takviyesi yapacak. Rus kamuoyu bunun Ermenistan’ın isteği üzerine gerçekleşmiş bir durum olarak nitelendiriyor. Elbette bunu tam olarak bilemiyoruz. Özellikle Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın dört köyün de kaybedilmesinden sonra ülke içindeki durumu kritik bir noktaya geliyor ister istemez. Paşinyan’ın fazla tepki çekmemesi için bir takım girişimler de olmuyor değil” diye konuştu.

Bölgede istikrarın sağlanabilmesi için Türkiye ve Azerbaycan’ın bir takım lojistik ve alt yapı hamlelerini yapmasının yerinde olacağını da kaydeden Karakuş, “ Bu noktada gelişmeler olumlu ve istikrarlı ama Zengezur geçidi konusunda bir gelişme söz konusu olmadı. Bu geçidin açılması ise Türkiye eve Azerbaycan açısından ve yine Türk dünyası, Türk coğrafyası, Türk devletleri açısından önemli. Bu nedenle Zengezur geçidinin açılışını kolaylaştıracak bir takım hamlelerin yapılarak Ermenistan’ın da rahatlatılması bir yöntem olabilir. Azerbaycan, Ermenistan vatandaşlarının rahatlaması için belli oranda bir gaz yardımı yapabilir. Bunun gibi girişimler gerçekleştirilebilir. Bu Ermenistan’ da rahatlatacağından Zengezur geçidinin faaliyete geçmesini kolaylaştıracaktır. Geçtiğimiz günlerde Irak ile yapılan antlaşmalar sonrasında Türkiye Şanlıurfa üzerinden Ovacık’a otoyol projesi planının 2024 yılı kapsamına aldı. Bu adım Irak ile imzalanan kalkınma Yolu’nu hayata geçirecek antlaşmalar açısından önemli. Ulaşımı kolaylaştırıyor. Böylelikle Türkiye’ye geçişler daha da hızlanacak. Bunun gibi Sivas Kars hızlı tren hattını Nahçivan’a hatta Erivan’a kadar uzatabilirsiniz. Bu ulaşım alt yapısı açısından bölge ülkelerini rahatlatır. Nasıl ki 27 milyar dolarlık Irak yatırımını Şanlıurfa Ovaköy otoyolu ile desteklediyseniz bu da aynı şey. Bölge ülkelerini rahatlatır, sonuç daha olumlu ve hızlı alınır” ifadelerini kullandı.

İsrail’in ısrarla Filistinlilerin bulunduğu yerleşim alanlarını işgal etmediğini de belirten Karakuş, “ Bu toprakları ele geçirdiği andan itibaren Cenevre hukuku devreye girecektir. Yani buradaki insanların tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalacaklar. İsrail bu girişimi bilerek yapmıyor. İnsanların zorunlu olarak kendilerinin bölgeden ayrılmalarını istiyor. Sağlıklı olmayan, açlık olan bir bölgeden insanların kendiliğinden gitmeleri beklenen bir sonuçtur. İsrail bunun olmasını istiyor. Aynı şekilde bugün Refah bölgesinde de aynısını yapıyor. Oraya operasyon yapıp ele geçirmek yerine orada bulunan bir buçuk milyon insanın kendiliğinden Mısır’a geçmelerini sağlamak istiyor. İsrail’in amacının bu olduğu açık. Öte yandan Hamas taburlarını da tam olarak ortadan kaldırmıyor. 4-5 Hamas taburunu bilerek tam olarak ortadan kaldırmıyor. Onlar ile mücadele adı altında bölgeye operasyonlar düzenliyor. İsrail’in bu iki yöntemi de bölgeden insanların kendi isteği ile ayrılmasına yönelik bir plan olduğu zaten görülüyor” diye konuştu.

15 May 2024 - 17:00 - Dünya

Muhabir  Fatih Erboz



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.