AFSAD atölyeleri sanatseverlerle buluştu

Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) Atölyeler Ortak Sergisi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açılışını yaptı.

AFSAD Atölyeler Ortak Sergisi bünyesinde, Eğitmen Filiz Çarkoğlu Erten’in eğitmenliğini yaptığı Portre Atölyesi ve yine Erten’in eğitmenliğini yaptığı Portre Fotoğrafçılığında Uzun Pozlama Atölyesi Fotoğraf Sergisi, Arzu Eke’nin Proje Yürütücülüğünü üstlendiği Atölye 4’33’’ Kavramsal Belgesel Proje Grubu tarafından hazırlanan ‘Haksızlık’ Sergisi, eğitmenliğini Hayati Gün’ün üstlendiği Post Fotoğraf Atölye Sergisi tarafından hazırlanan ‘AFSAD’tan Sonra’ Sergisi, eğitmenliğini Emrah Akyıldız'ın yaptığı Portre 101 Atölyesi Sergisi ve eğitmenliğini Semih Arı’nın yaptığı Ürün Fotoğrafçılığı 2022-2023 Fotoğraf Sergisi gibi pek çok atölye sergisi sanatseverlerin ilgisini topladı. 

Serginin açılış konuşmasını yapan AFSAD Dernek Başkanı Cengiz Oğuz Gümrükcü, açılışa gelmeden önce Anıtkabir ziyaretinde bulunduklarını belirterek, “Atamızın huzuruna bizimle beraber çıkan herkese bir de buradan teşekkür ediyorum” dedi.

Gümrükcü, AFSAD’ın düzenlediği atölyelerde çağdaş bir anlayışla ortaya koyduğu işlerin görüldüğünün altını çizerek “Büyük Ata’mızın dediğini tekrar edip ‘Sanatçı ışığı alnında ilk hisseden insandır’ diyerek, tüm katılımcılarımızın içlerinde taşıdıkları bu ışığı bulmalarına yardımcı olmak için çalışmalarımızı durmaksızın sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Serginin ortaya çıkmasında emeği geçen tüm atölye eğitmenlerine ve üretimleriyle AFSAD’a güç katan tüm eser sahiplerine teşekkür eden Gümrükcü, “Zaman laf üretme zamanı değil iş üretme zamanıdır’ diyerek sizleri çalışmalarla baş başa bırakıyorum” diye konuştu.

EKE: KAVRAMSAL FOTOĞRAFIN ANLATIM GÜCÜ GENİŞLİĞİNİ SEVİYORUM

Atölye 4’33’’ Kavramsal Belgesel Proje Grubu tarafından hazırlanan ‘Haksızlık’ Sergisi, farklı anlatım tarzıyla katılımcıların ilgi odağı oldu. Proje yürütücüsü Arzu Eke, Kavramsal Fotoğraf Atölyesi verdiğini belirterek, “Kavramsal fotoğrafın anlatım gücünün genişliğini çok seviyorum. Katman anlatım yapma şansımız var ve bir nesneyi kendi anlam bağlamından çıkartarak başka bir anlam bağlamında daha farklı yerlere götürme şansımız var ki fotoğrafın buna çok ihtiyacı var diye düşünüyorum çünkü hep klasik anlatımdan gidiyoruz. Klasik anlatım elbette ki kötü bir şey değil ancak yenilikler insan zihnini, ufkunu dolayısıyla hayatını değiştiren bir şey” diye konuştu. Sanata sadece fotoğrafçılık çerçevesinde bakmadığını belirten Eke, “Önemli olan sanatın iyileştirici gücüyle kendimizi daha iyi bir bene çevirmek. Bu anlamda ifade biçimlerinin özgür ve özgün olması konuyu daha da zenginleştiriyor bu da kavramsal dolaysıyla çağdaş anlatımı gerektiriyor” dedi.

Kavramsal ve çağdaş anlatımın birbiriyle iç içe olduğunun altını çizen Eke, “Kavramsal ve çağdaş anlatımı birbirinden keskin bir çizgiyle ayıramazsınız. Mesleki fotoğraftan değil sanatsal bir fotoğraftan bahsediyoruz. Sanat algısı üzerinden hareket etmekten bahsediyoruz. Bu da çok önemli diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

‘HAYATIN SESİ ASIL MÜZİK’

Fotoğraf Atölyesi Atölye 4’33’’ün isim hikayesinden bahseden Eke, şöyle anlattı; “Aslında 4’33’’ bir müzik kavramı. John Cage, diye bir besteci var. David Tudor’un bestelediği 4’33’’ onun bir çalışması. David Tudor piyanonun başına oturdu ve 4 dakika 33 saniye hiç piyanoyu çalmadan durdu. Sanatçı piyanonun başındayken hakim olan sessizlik bir süre sonra öksürmeler, konuşmalar, dışardan gelen yağmur ve rüzgar sesleri, çocuk seslerine döndü, derken John Cage şunu söyledi, ‘Asıl ses bu, hayatın sesi asıl müzik.’ Yaşamayı bir sanat olarak görüyorlardı.”