‘Tehlike altındaki türleri korumak geleceğe borcumuzdur’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği Yatırımları Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ‘’Yeni Bir Metodoloji Kapsamında Türkiye’deki Nesli Tehlike Altındaki Türler İçin Eylem Planlarının Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi’’ Projesi kapsamında düzenlenen Kapanış Toplantısı gerçekleşti. Toplantı online katılıma da açıldı.

Kapanış Toplantısı, Proje Takım Lideri Barut Rubinic’in proje tanıtımı ile başladı. Rubinic, ‘’Yeni Bir Metodoloji Kapsamında Türkiye’deki Nesli Tehlike Altındaki Türler İçin Eylem Planlarının Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi’’ Projesi amacı doğrultusunda, Türkiye’de tür koruma stratejisinin hazırlanması, aynı zamanda AB ülkelerindeki ilk uygulamalar incelenerek eylem planı hazırlanması gereken, nesli tehlike altında olan türler için önceliklendirme rehberinin oluşturulması ve seçilen pilot türler için model planın hazırlanması olarak belirlendiğini anlattı.

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti desteğiyle 2022 yılında başlatılan projedeki kazanımlar, tür önceliklendirme rehberi, tür eylem planları hazırla rehberi, ulusal tür koruma startejisi, rakamlarla tehlikedeki türler projesi olduğu kaydedilirken; proje kapsamında koruma için 188 türün önceliklendirildiği, farkındalık eğitimlerine katılan 500 öğrenci ve paydaş eğitimlerine katılan 350 personel olduğu, hazırlanan 7 tür eylem planı gerçekleştirilen, 5 koruma eylemi, AB ülkelerine üç ayrı çalışma ziyareti, 2 eğitici belgesel ve 8 kısa film oluşturulduğu da belirtildi.

“NESLİ TEHLİKE ALTINDA OLAN TÜRLERİMİZİ KORUMAK GELECEK NESİLLERE BORCUMUZDUR”

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Seyit Ali Kurtuluş, “Dünya, son yıllarda yaaşdığımız felaketlerle insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir değişimden geçiyor. Tüm bunlar iklim değişikliğini açıkça gözler önüne seriyor. Bu olumsuz değişim büyük ölçüde insan etkisinde oluşuyor ve bundan en az düzeyde etkilenmek için doğayla barışık bir yaşam tarzı oluşturmamız gerektiğini anlıyoruz. Bu nedenle nesli tehlike altındaki türler hakkında farkındalık oluşturmak ve proje kapsamında üç yıldır yapmakta olduğumuz çalışmaların sonuçlarını kamuyla paylaşmak üzere bir kapanış toplantısı tertip ettik” dedi.  Projede sona gelinmiş olsa da bunun bir proje değil bir yaşam tarzı haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Kurtuluş, “Dünyamızda milyonlarca türün oluşturduğu fevkalade bir denge ve milyonlarca yıldır kesintisiz işleyen bir döngü bulunmakta. Bu dengenin temel taşı ekosistem içerisindeki türlerin yaşamlarının birbirine bağlı olması. Tek bir türün bile yok olması zincirin devamındaki türleri büyük boyutta etkiliyor.  Kilit tür adını verdiğimiz bu türler koruma hususunda önceliklendirildi” diye konuştu. Kurtuluş, dünya ekonomisinin yüzde kırkının ana kaynağının biyoçeşitlilik olduğunu vurgulayarak, “Dünya son elli yılda memeli, kuş sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68’ini kaybetti. Bugün iklim değişikliğinin tahribatından dolayı yaklaşık bir milyon tür risk altında. Ekosistemin bozulması yeryüzündeki tüm dengeyi ve bütün yaşam formlarını doğrudan etkilemekte. Bu nedenle nesli tehlike altında olan türlerimizi korumak, kayıt altına almak ve sürüdürülebilirliğini sağlamak artık bir tercih değil, gelecek nesillere borcumuzdur. Bu projenin tamamlanaması, bu anlayışın yerleşmesinde bir mihenk taşı olacaktır” diye konuştu.