Türkiye'de tarımsal üretimin taleplere uygun olarak karşılanması, verim artışı, piyasaların güçlenmesi, doğal kaynakların korunması ve kırsal kalkınmanın sağlanması için çıkartılan 2006 tarihli Tarım Kanunu'na 21'inci maddesi tarımsal desteğe ayırılması gereken bütçeyi belirliyor. Bu maddede desteğin gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamayacağı şu ifadelerle açıklanıyor: Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın (GSYH) yüzde birinden az olamaz.
Ancak Türkiye'de son on beş yılda tarımsal girdi endeksiyle tarım destek ödemeleri karşılaştırıldığında, maliyet girdilerinin yükseldiği, destek ödemelerinin azaldığı görüldü. Son 6 yılda çiftçilerin harcamaları 4, tarımsal destek ödemeleri ise 2 katına çıkmış olmasına karşın, hükümetin çiftçilere ayırdığı bütçe desteği yasanın aksine yüzde 1 değil, yüzde 0,4 düzeyinde kaldı.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın her yıl yayımladığı Bütçe Raporlarında Tarım Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2006 yılından bu yana, tarımsal desteğe ayrılan bütçenin GSYH'nin ortalama olarak yüzde 0,5'i kadar gerçekleştiğini gösteriyor. Hedefe ulaşmaya yaklaştığı söylenebilecek tek yıl ise yüzde 0,83 ile 2007. Yıllar içinde tarımsal destek için ayrılan bütçe oranının GSYH'nin yüzde 0,4'üne kadar gerilediği görülmekte. 2007 yılından itibaren tarımsal destek ödemelerinin GSYH paylarının düzenli bir şekilde düşük planlandığı görüldü.
Tarım Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 2006 yılından bu yana Türkiye'nin GSYH'si Türk lirası bazında 10 katına yükseldi. 2006 yılında Türkiye, bütçesinin yüzde 2,3'ünü tarımsal destek ödemeleri için ayırmayı planlamışken, 2021'de bu oran yüzde 1,6'ya kadar geriledi. Benzer bir şekilde, geçtiğimiz yıl tarımsal desteklerin GSYH payındaki yeri de kanunun öngördüğü yüzde 1'lik payın yarısından az, yüzde 0,4 olarak belirlendi.
Veriler, kanunun yürürlükte olduğu 15 yılda yalnızca 5 defa hedeflenen miktarı yakaladığını gösteriyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre, 2006-2021 döneminde, 2013, 2015, 2016, 2018 ve 2020 yıllarında hedeflenen miktar yakalana bilirken, diğer dönemlerde hedefler tutturulamadı.
GIDA ENFLASYONUNDA YÜKSELİŞ SÜRÜYOR
Türkiye, 70'li yıllardan 2000'li yıllara kadar boğuşmak zorunda kaldığı ancak 2001 ekonomik krizinden sonra uygulanan politikalarla yirmi yıldır gündemden uzak tutmayı başardığı yüksek enflasyon ile yeniden karşı karşıya. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, tüketici enflasyonu mayıs ayında yüzde 73,5 iken üretici enflasyonu da yüzde 132,16'ya çıkarken, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi yani çiftçinin maliyet enflasyonu ise yüzde 154,97 oldu. Çiftçi maliyetleri, endeks tarihinin en yüksek seviyesine ulaşırken, tarımsal girdi enflasyonu ise yüzde 105,70'e kadar yükseldi ve cumhuriyet tarihinin en yüksek değerini aldı. Resmi enflasyon verilerine göre de yüksek enflasyonun bir süre daha devam edeceği açık. Öte yandan mayıs ayı gıda enflasyonu da yüzde 91 ulaştı. Ancak küresel gıda fiyatlarında düşüş eğiliminin tersine Türkiye'de gıda fiyatları, her ay bir önceki döneme kıyasla 10 puanlık bir artış eğilimini sürdürüyor.
2022 yılında tüm ülkelerde sebepler değişse de enflasyonun küresel bir soruna dönüştüğü ise bir diğer gerçek. Bu süreçte aynı zamanda dünyanın iki büyük buğday tedarikçisi Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşın var olan gıdaya dayalı eşitsizlik ve tedarik sorunlarını tetiklemesi üzerine, fiyat artışlarının gıdaya dönük yansımaları da global bir sorun haline geldi.
Gıda fiyatlarında yaşanan önlenemeyen ve sürekli hale gelen artışlar, tarım politikalarını en önemli tartışma konularından biri haline getiriyor. Her kalemde artan fiyatlar karşısında çiftçinin durumu ve tarım için ayrılan devlet destekleri, tartışmaların taşıyıcı göstergeleri oluyor.
TARIMSAL GİRDİ ENDEKSİ SON 7 YILDA 4 KATI ARTTI
2016 başından bu yana tarımda kullanılan enerji ve yağların 5, gübre fiyatlarının 7, tarımsal ilaçların maliyetinin ise 3 katına çıktı. Artışların gerisindeki en büyük nedenlerden birinin, TL'nin döviz karşısında yaşadığı değer kaybı.
Çiftçilerin enflasyon yükünden ne kadar etkilendiğini ve harcamalarındaki değişimi görmek için temel göstergelerden biri, tarımsal faaliyetlerde yaşanan mali değişimlerin derlendiği tarımsal girdi fiyat endeksi. 2015 yılı temel alınarak hesaplanan endeks, son yedi yılda tarımsal harcamaların 4 katına ulaştığını gösteriyor.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.