'Sistemin kendisi şiddeti doğuruyor'
Sağlık örgütleri, Rahmi Uygun adlı erkek tarafından görev yaptığı aile sağlığı merkezinde öldürülen hemşire Ömür Erez için İbni Sina Hastanesi önünde bir araya geldi. Açıklamada sağlıkta dönüşüm programıyla oluşturulan sistemin şiddet oluşturduğu kaydedildi.

Demet ARAN
ANKARA (Anayurt) – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi, Ankara Tabip Odası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası ve Ankara Dişhekimleri Odası, Rahmi Uygun adlı erkek tarafından görev yaptığı aile sağlığı merkezinde öldürülen hemşire Ömür Erez için İbni Sina Hastanesi önünde bir araya geldi.
Açıklamada ilk olarak söz alan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Uğurlu, “Artık her gün yeni bir cinayet yeni bir elim olayla uyanmak istemiyoruz. Biz Türkiye’de yaşayan kadınlar olarak aşk istiyoruz, sevgi istiyoruz, işkence istemiyoruz, cinayet istemiyoruz, tehdit istemiyoruz, ısrarlı takip istemiyoruz. Biz mütevazı insanlar olarak sevdiklerimizle güzel günler geçirmek istiyoruz. Biz her gün sabah uyandığımızda bugün hangi kötü olaylar olduğu, hangi kadın cinayetleri oldu diye haberleri takip etmek istemiyoruz. Biz güvenli çalışma alanları istiyoruz. Biz sağlık personelinin tehdit edilmediği, takip edilmediği, öldürülmediği güvenli hastaneler aile sağlığı merkezleri istiyoruz. Biz çok şey istemiyoruz. Siyasi iktidar bunu duysun. Biz para, pul, şan, şöhret peşinde değiliz. Biz insanca yaşamak istiyoruz. Şiddetsiz bir Türkiye istiyoruz” dedi.
Açıklamada konuşan Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut da Erez’in öldürülmesinin hem bir kadın cinayeti hem de sağlıkta şiddet olduğunu vurgulayarak sağlıkta şiddet yasasının aciliyetini dile getirdi, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alanların şiddet ikliminin taşlarını döşediğini ifade etti. Bulut, Meclis’teki siyasi partilere, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sağlıkta şiddet konusunda görüşme taleplerini ilettiklerini de kaydetti.
Son olarak 4 kurum adına basın açıklamasını okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey, 2015’te beraber çalıştığı sağlık emekçisi kadın arkadaşını eski kocasının şiddetinden korumak isterken katledilen Dr. Aynur Dağdemir’i, hatırlatarak kadın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelen şiddetin kadına yönelen şiddetten bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi.
“İki senedir sistemin ve iktidarın liyakatsız beceriksiz yönetimine rağmen insan üstü gayretle pandemiyle mücadele eden sağlık ve sosyal hizmet emekçileri giderek artan sağlık şiddetine de maruz kalmaktadır” diyen Karacabey, hastanelerin artık sağlıkla değil şiddetle anılır hale geldiğini, mevcut sağlık sisteminde herkesin mutsuz olduğunu, sağlıktan mutlu olan tek kesimin sağlıkta dönüşüm sayesinde oylarının arttığını söyleyenler olduğunu belirtti.
Karacabey, “Hasta yakınlarının tekmeli saldırısına uğrayan gebe hemşire, kafasında mermer blok kırılan hekim, boğazı kesilmeye çalışılan sağlık emekçisi, her gün her dakika elinde bıçakla, tabancayla sağlık emekçilerini canlarıyla tehdit eden yeni bir hasta yakını. Olan biteni akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır” dedi.
Sağlıktaki şiddeti sadece hasta yakınları ve hastaların sağlık çalışanlarına uyguladığı fiili şiddet olarak tek başına ele almadıkların söyleyen Karacabey, idari baskılar, mobbing, angarya çalıştırma, liyakatsız yöneticilerin uygulamaları gibi farklı şiddet yöntemlerinin de uygulandığını ifade etti.
Sağlıkta Dönüşüm Programının sağlık çalışanlarının canına kastettiğini, bu program sonucunda oluşturulan kışkırtılmış sağlık talebinin muayene sürelerinin 5 dakikaya kadar indirilmesiyle göğüslenmeye çalışıldığını, Türkiye’nin yıllık acil servis başvuru sayısının toplam nüfusundan fazla olan tek ülke olduğunu, artan angarya ve iş yoğunluğu altında ezilen sağlık çalışanlarının her gün dozu artan şiddet olguları ile karşı karşıya kaldığını anlatan Karacabey, şöyle devam etti:
“Artık yeter, sağlık emekçileri yaptıkları işe yabancılaşmış durumdadır. Hayatlarıyla meslekleri arasına sıkıştırılan, emeklerinin karşılığı ödenmeyen sağlık emekçileri bu cendereden kurtuluş olmadığını düşünmekte, mesleklerini yurtdışında yapmanın imkânlarını araştırmaktadır. Gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır? Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi, bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete, şiddeti özendiren tüm politikalara karşıyız. Özcesi bu sistemin kendisi şiddeti doğurmaktadır.”
![]() |
ÖNCEKİ HABER | SONRAKİ HABER | ![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
Bu haber henüz yorumlanmamış...