Televizyondaki kadın ağırlıklı programları izliyorum zaman zaman. Bir kısmını da bildiğiniz gibi yazı konusu yaptım. “İzleyici bunu istiyor” gerekçesiyle ekranlara getirilen ve izleyenlere “incir çekirdeğini doldurmayacak” kadar bilgi vermeyen bu programların sayısı her geçen gün biraz daha artıyor.
Özellikle yemek yarışması şeklinde, gelinlerle, kayınvalidelerin yarıştırıldığı programlar bana şu gerçeği gösterdi: “Eğer tüm kadınlarımız bunlar gibiyse vay ne geldi başımıza”.
Özellikle, kayınvalidelere bir çift sözümüz olacak:
“Sizler bu yarışmalardaki gibi bir hayat sürüyorsanız, sizin yetiştireceğiniz evlatlardan her şey beklenir. Çünkü sizler, birkaç bin lira için, yalan söylüyorsunuz, içten içe pazarlık yapıyorsunuz ve gelinlerinizi, oğullarınızı bu çarpık düşüncelerinizin gerçekleşmesi için kullanıyorsunuz. Sanki evinizde buna benzer sofralarda yemek yiyor gibi, kötü örnek olacak sözler sarf ediyorsunuz.”
Radyo Televizyon Üst Kurumu kısa adıyla RTÜK de bu programları izliyordur mutlaka. Belki de binlerce şikayet de geliyordur. Ama tüm ülkemizdeki izleyicilere kötü örnek olan bu türden davranışların sergilendiği programlara, seyirci kalmayı da anlamakta güçlük çekiyorum. “Reyting uğruna” savunmasının arkasına da kimse saklanmasın. Tüm izleyicilere açık kanallarda yayınlanan bu programlar, “aile içi şiddete” de neden oluyordur diye düşünüyorum.
Bir tabak yemek uğruna tüm gün çaba harcayan insanların yaşadığı bir ülkede, yapılan yemekleri bir nimetten öte görenler “nankörce” çatal ucuyla, burun kıvırarak “damak tadına uymadığı” için kötüleyen, yaşını başını almış kadınlara bu davranışlar hiç yakışmıyor. Program sunucusunun da “gaz” vermesiyle coşan bu kadınlar evlerine gittiklerinde hayatın gerçekleriyle karşılaştıklarında acaba hiç mi utanmıyorlar?
Ya o moda dehalarının sundukları yarışmalara ne demeli. Bizim genç kızlarımız, kadınlarımız bunlar mı, bunları mı örnek alacak evde izleyen gençlerimiz. Ağzını yaya yaya konuşmaya çalışanlar ya da öyle yaptığını zannedenler, ağza alınmayacak kadar kaba saba konuşup, karşısındakini kızdırmayı meziyet sayanlar hangi birini yazalım bilemiyorum.
Yazık çok yazık. Birileri ceplerini dolduracak, birileri köşeyi dönecek diye, insani değerlerimizi bu kadar ayak altına alan, sözüm ona programlara bir çeki-düzen verilmesi gerekmiyor mu?
Şimdi diyeceksiniz ki elinde kumada aleti var, bas başka kanala geç, izlemek zorunda değilsin ki! Ben de öyle yapıyorum, yaban hayatta yaşananlar, bana gördüklerimden sonra çok daha medeni geliyor.