Abidin'in yerleşim yeri genellikle Arnavutların oturduğu Aktaş Mahallesi'dir. Abidin cesur, sözünün eri, gözü kara bir Kabadayıdır. Birçokları Abidin'den çekinir. Abidin Aktaş Mahallesi'nde oturur ama genellikle Ulus ve Bentderesi civarında ağını örmüştür. Abidin gerek kavga, gerek yaralama, gerekse baskın şeklindeki olaylarını hep Bentderesi ve çevresinde yapar. Onun için arkadaşları Abidin'in çöplüğü Bentderesi'dir, derler.
BAR KADININI LOCADAN ATIYOR
Yazımızın Mustafa Altıntaş ile ilgili bölümünde Ankara’nın o yılardaki eğlence yerleri barlardan söz etmiştik. Bir gece Arnavut Abidin ile Arkadaşları Ulus semtindeki Parla Lokantası’nda kafayı iyice çektikten sonra Tabarin Bar’a giderler. Tabarin Barın sahibi İsmail Bey adında eski bir öğretmendir. Bunlar bardan içeri girince vestiyerin önünde Barın sahibi İsmail Bey ile karşılaşırlar. Abidin hemen İsmail Bey’e dikilir:
-Ne oluyor İsmail Efendi, bizim mahallenin gençleri geçen gece buraya gelmişler, senin garsonların posta koymuşlar. Bitiniz kanlandı galiba diyerek kızgın kızgın locaya geçer.Barın sahibi ağzını açıp bir tek kelime konuşamaz. O yıllarda Ankaralı kabadayılar böyle barlara gelecek olurlarsa alt kattaki salona oturmazlar localara geçerlerdi. Bilhassa düşman sahibi olanlar için localar daha güvenli yerlerdi. Abidin ve arkadaşları locaya geçtikten sonra garsonu çağırırlar.
-Bize siyah Tekel birası ile votka getir. Hani şu dansöz kızınız var ya onu da bir getir bakalım buraya.
İçkiler, mezeler gelir masaya dizilir. Tabarin barın dansözü (Köfte Leman) da gelir bunların teker teker ellerini sıkar sonra da kenara geçer oturur. Bar kızlarına o yıllarda bol tabir edilen içki ısmarlamak adettir. Bu içki içinde çok az alkol bulunan Vermutla bira karışımı bir şeydir. Bar Kadınları dün gece müşterimle 8 bol içtim 10 bol içtim diye övündükleri de olur. Bar sahipleri bar kızlarına içtikleri her bol için bir miktar para da öderler.
Abidin garsonun getirdiği Bol’dan bir yudum aldıktan sonra garsona,
Bu ne oğlum böyle kofti bol istemiyoruz. Git buraya adam gibi bol getir. Benim de kafamı bozmayın, der. Garson kase içinde getirdiği Bolu götürür biraz sonra geri getirir. Abidin yine bolden tadar yine kofti bulunca,
-Hadi git bana bir duble votka getir bakayım, der.
Garson verilen siparişi yerine getirir. Abidin gelen votkayı, bol kasesinin içine döker. Şimdi bir şeye benzedi galiba diyerek hep birlikte kadehleri kaldırırlar. Bu böyle bir hayli devam eder gider. Kafaları da iyi olduğundan neşelenirler. Bir ara garson locanın kapısına gelerek,
-Hanımı şehirlerarası telefondan arıyorlar” deyince kadın kalkar aşağıya iner. Müdüriyet odasına girer ki paralı bir müşterisi gelmiş onu beklemektedir. Ertesi sabah da İstanbul’a dönecektir ve kendisiyle önemli bir meseleyi konuşacaktır.
Bunun üzerine Köfte Leman ile paralı müşterisine aşağıdan bir köşe verirler Bunlar başbaşa içki içerek sohbete dalarlar.
Köfte Leman’ın telefon ayağına masalarından kalkıp gelmemesi karşısında Arnavut Abidin kızar, garsonu çağırır. Bitti mi olan bu orospunun telefonu? Hadi Git şunu çağır aşağıya gelirsem telefonu kafasında parçalarım diye çıkışır. Garson gider, kadın yine gelmekte gecikince kızar, kalkar ilk önce yukarıdaki localara bakar. Localarda yoktur sonra aşağıya iner müdüriyete girer bakar salonun loş bir köşesinde bir adamla oturduğunu görünce bir şey demez doğru yukarıya locasına çıkar oturur ve garsona bağırır garson gelir,
-Şimdi aşağıya inip o orospuyu buraya getireceksin. Getirmezsen ben saçlarından sürükleye sürükleye getirmesini bilirim.
Garson zavallı ne yapsın durumu patron İsmail Bey’e söyler kadını paralı müşterisinin masasından Hanımın programı var diye kaldırırlar ve yeniden Arnavut Abidin’in locasına getirirler. Kadın locaya gelince Abidin adeta gürler:
-Ulan orospu, benim adım Arnavut Abidin bize koftilik yapanın ciğerlerini sökerim ben. Sen ne hakla kalkıp başkasının masasında oturursun.
Kadın ıkına sıkına o bey benim Hemşerim olur, İzmir’den gelmiş, anneme haber yolluyordum, diyebilir. Ama Abidin’in sinirleri bir kere ayaklanmış, gözleri dönmüştür. Arnavut Abidin’in bağırması üzerine, barın sahibi İsmail Bey, şef garson Genç Ali, vestiyeri işleten Laz Süleyman ve bazı garsonlar locanın önünde toplanırlar. Bu esnada Arnavut Abidin kadını kucakladığı gibi locanın salona bakan bölümünden aşağıya atar. Bağırışlar, feryatlar birbirine karışır. Aşağıdaki bir masada tek başına oturan ve hiçbir şeyden haberi olmayan Bar müşterisinin üstüne düşen Leman belinden yaralanır. Bar sahibi İsmail Bey’in telefonu üzerine oraya polis ekipleri el koyarlar ve Arnavut Abidin’i şubeye götürürler. Abidin bu işten kadının şikayetçi olmaması üzerine az bir ceza ile kurtulur. Bu enteresan olayı ertesi sabah yayınlanan Ulus ve Zafer gazetelerin birinci sayfalarından iri puntolu harflerle verirler.
Gazeteci Yazar Abbas Satır’ın arşivinden “Halil Soyuer baba dostuydu”
Ankaralı usta gazeteci Abbas Satır, şair Halil Soyuer ile tanışıklığını ve “Ankara Kabadayıları” yazı dizisinin ilk defada Günaydın grubuna ait ULUS Gazetesinde yayınladığı yılları anlattı. “Asıl benim babamın arkadaşıydı. Yani Baba dostuydu” Gazeteci Abbas Satır şunları söyledi :
“Şair, yazar, gazeteci Halil Soyuer'i 1964-65 yıllarında tanıdım. Babam matbaacıydı. Rüzgarlı Sokak'ta Nezih Bayman'ın “ DEVRİM “ ve İNKILAP” isimli iki gazetesi vardı. Babam bu gazetede çalışırdı. Halil Soyuer, gazetede kısa siyasi fıkralar yazardı. O dönemde öğrenciydim, sık sık babamın yanına gelirdim. O tarihlerde Halil Abiyi tanıdım. Saçlarım kıvır kıvır olduğu için, beni her gördüğünde “Ne haber kıvırcık “ derdi.
Babam, akşam basılan gazeteleri eve getirdiği zaman Halil Soyuer'in yazılarını okurdum. Halil Abi gazetenin 1. sayfasında kısa siyasi yazılar yazardı. Ancak onun şair olduğunu daha sonraki yıllarda öğrendim.
Cumhuriyet döneminin şairi, gazetecisi Hali Soyuer, kalın kaşları, kırmızı yanakları ve babacan tavırlarıyla tanımış olduğu insanların üzerinde olumlu izlenimler bırakırdı.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Anayurt Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Anayurt Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Anayurt Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Anayurt Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.